Youtube

Instagram

17 Haziran 2011 Cuma

49 days...

49 DAYS (2011)... YEH’in “lie to me”si ve lee min ho’nun “city hunter”ı devam ededursun ben “49 days”i izlemeye karar verdim... çünkü bölüm bekleme çilesine girmek istemiyordum… koresever arkadaşların yazılarından sonra “49 days” ve “the greatest love” dikkatimi çeken dizilerden olmuştu… ve bugün bitirdim bu diziyi...

şunu net olarak ifade edebilirim ki boğazıma düğümlendi bu dizi... fantastik ve fazlasıyla duygu yüklüydü... beğendim ben ;) bi de çağan ırmak'ın "prensesin uykusu" isimli filmini hatırlattı bu dizi bana... o filmi de mutlaka izleyin derim ;)


Fotoğraf http://mehanata.net adresinden alınmıştır...


my fair lady'nin yakışıklı/karizmatik avukatı burada ruh bekçisi olarak karşımıza çıktı... muzip ruh bekçisi tiplemesini de gayet iyi canlandırmış ;) bu diziden sonra bi başrol kapacağını düşünüyorum... tabi my fair lady'deki tipi ile "esas oğlan"ı oynasın =)

gelelim diğer iki jöne... bu ikisi ne kadar çok birbirine benziyordu... ilk bölümler kesinlikle ayırt edemedim... yarısından sonra anca alıştım =) bi de isimleri de benzerdi... biri kang min ho, diğeri han kang... tipler de benzer... gel de karıştırma ondan sonra =) yakışıklılık olarak bakarsak kang min ho yani kötü jön kesinlikle daha iyiydi ama rolü gereği han kang (iyi jön) gönlümü kazandı ;)

dizinin ana mesajı da çok sağlamdı... her günümüzü son günümüz gibi yaşamamız ve bize verilen bedenin kıymetini bilmemiz gerektiği çok güzel vurgulanmıştı... özellikle kore'de intihar vakalarının yüksek olduğunu düşünürsek bu mesaj çok yerinde olmuş bence...

ji hyun tam bir peri gibiydi... en kötünün içinde bile en iyiyi gördü hep... song yi kyung ile kader birliği etmeleri ve aralarındaki bağ da olağanüstüydü...

kötü kızımız in jung'u ise dizinin stil ikonu ilan ediyorum =) bu stil ikonlarına ayrıca bi yazıda değineceğim ;)

şimdi de beğendiğim replikler geliyor:

Episode 5

yapamayacağın şeyler için kendini zorlama… yapabildiklerini yap…

Episode 7

koreli gençlere “lütfen intihar etmeyin” mesajı, “size verilen bedenin kıymetini bilin” cümleleriyle veriliyor…

Episode 9

zaman her şeyin cevabını verecektir…

Episode 10

tüm dünya sana karşı dururken bir kişinin elini tutması yeterlidir… (şarkı sözünden uyarladım cümleyi)

istediğin zaman aradığında gelecek olan kişinin ben olduğumu neden bilemiyorsun?…

birbirini en çok seven kişiler, birbirini en çok yanlış anlayanlar olurmuş…

hislerini saklamak belli etmekten daha zordur…

Episode 13

gözlerdeki bakış insanın düşüncesinin aynasıdır…

Episode 18

arkadaş ağaç gölgesi gibidir…

Episode 20

geçirdiğimiz 49 gün sayesinde her günümüzü son günümüz gibi yaşamaya başladık… ve kıymetini bildik…

2 yorum:

  1. "gelelim diğer iki jöne… bu ikisi ne kadar çok birbirine benziyordu… ilk bölümler kesinlikle ayırt edemedim…" ahhahaha :D ilk bölümde yürüme bandına binmiş gidiyordu bu ikisi, ben de o sahne de kopmuştum, o saçlarla ikiz gibilerdi :D
    "tüm dünya sana karşı dururken bir kişinin elini tutması yeterlidir… (şarkı sözünden uyarladım cümleyi)" parantez içi bitirdi beni :D

    aslım bundan sonra ben de tumblr'a replik notu düşcem :D
    sen böyle replik aralara serpince ben çok imreniyorum :D :D

    YanıtlaSil
  2. evet ben de tumblr'a not etme işini iyi buldum =) böylece biraz daha uzun yazabiliyorum hem ;)

    YanıtlaSil