Youtube

Instagram

28 Temmuz 2011 Perşembe

bileklik bahane gong yoo şahane :P

gong yoo ve bilekliklerinin hastasıyım =)


bi erkeğe en çok yakışan aksesuarlar, bileklik ve saat bence ;) sınıf atlatır =)


Fotoğraf http://kdramachoa.com adresinden alınmıştır.


gong yoo'muz da işi biliyor =) aşağıda görüldüğü üzere genelde saat ve bilekliği birlikte kullanıyor ;)



Fotoğraf http://www.facebook.com/ adresinden alınmıştır.

mr. potter

benim kısa ve öz "harry potter" maceram =)))



"tick"ler niye mi ters? =) solağım çünkü =))


not: bu yazıda ilovecharts'a özendim =))

21 Temmuz 2011 Perşembe

"the greatest love"a tekrar bağlanıyoruz =)

bi önceki yazımda bahsettiğim, temsilci moon'ın takoz telofon kılıfları =)) dediğim gibi önce yadırgadım ama sonra güzel gelmeye başladı... bi de mavisi vardı bunun ;)


epey araştırmama rağmen markasını bulamadım yalnız =(



yine temsilci moon'ın "topuklu ayakkabı" şeklindeki yüzüğü de şahaneydi ;)



jenny'nin "rengârenk french"li tırnaklarından da bahsetmiştik... bu "mor french"li olanı ;)


TGL... the greatest love...

THE GREATEST LOVE (2011)... övgüleri sonuna kadar hakeden çok tatlı bi diziydi... "hello my teacher"da pek beğenmediğim "gong hyo jin"e bu dizi ile ısındım ;) ve bu dizi ile birlikte literatürümüze "dok go jin" gülüşü diye bişey girmiş oldu =))) "nihahahaha" =)) "dok go jin" karakterini bu kadar iyi canlandırdığı için "cha seung won"a kocaman bir alkış ;) kendisine olan hayranlığıma gelince önceki yazılarıma bakmanız yeterli =)))


The Greatest LoveFotoğraf http://www.mysoju.com adresinden alınmıştır.


konuyu anlatmıyorum... birçok yerden okuyabilirsiniz çünkü ;) ben yine aklımda kalanları yazacağım ;)


bu drama, çekim teknikleri açısından bambaşka bir deneyim oldu benim için... her ne kadar ilk bölümlerdeki animasyon olayı sonradan devam etmese de çok güzeldi =)


beni gülme krizine sokan sahnelere gelince... gerçi dizide bol bol güldük ama =)))


"dok go jin"in bir anlamı olmadığını düşündüğü patatesleri katletme sahnesi en çok güldüğüm sahnelerden biriydi mesela ^^ patateslerden birini de esir aldı =)) sonra esir aldığı patates filizlendi… sonra da kadehte yetiştirmeye başladı filizlenen patatesi =)) metafori hâd safhadaydı =)))


bi de yine "dok go jin"in 9. bölümdeki balıklarla konuşma sahnesine öldüm gülmekten =)) balıklarla konuştu konuştu... sonra da cevap gelmeyince “konuşabilen hayvanlar yetiştirmeliydim” dedi =))) kıyamam ben ona =))


"dok go jin"in bişeye sinirlendiğinde cellâllenip bağararak "ben onu yapamam" tarzında konuşurken lafın yarısında karar değiştirip sakinleşerek kendi kendi ikna olduğu anlarda "eee ne zaman yapıyoruz"a bağladığı sahnelere de çok çok güldüm =)) (öfff göbeğim çatladı anlatana kadar =)) anlatabildim mi onu da bilmiyorum :P)


60-90 sınırında kalma testi de süperdi ;) ben de bu testi denemek istiyorum mümkünse :P


temsilci moon'ın takoz telefon kılıflarına ne demeli =)) ilginç =)) önce “o ne be?” dedim sonra güzel gelmeye başladı gözüme ;) bununla ilgili bi “çerez niyetine” post’u gelir ;) bu arada "ae jung" dizi boyunca genel olarak ne kadar kötü giyindiyse "temsilci moon" unni de aksine bir o kadar tarz giyindi... hayran kaldım kadına ;) "kang se ri" ve grup eski üyesi kayıp "han mi na" da tarz olarak çok başarılıydı... yine grubun eski üyelerinden olan ve halihazırda bi cafe işleten "jenny"nin rengarenk french’li tırnakları da dikkat çekiciydi… kore'de son trend bu sanırım... yeni dizilerin çoğunda gördüm... gerçi yanlış hatırlamıyorsam misa'daki anne de bunun kırmızı versiyonunu kullanıyordu...


13. bölümde "yoon pil joo" dizideki ikili ilişkileri bi çizgi romana benzetti... paul, nina, kötü kral ve mantar kafayı anlatan bu çizgi romandaki hikayeye özellikle "kang se ri" çok bağlandı =)) "paul"ün "nina"yı bırakıp mantar kafayla olmasını istedi hep =) çizgi romandaki "paul" yoon pil joo, "nina" ae jung", mantar kafa ise "kang se ri" idi... dok go jin ise "kötü kral"dı =) bu arada yeri gelmişken doktor "yoon pil joo" da akıllara zarardı =)))


gelelim bölüm anektodlarına...


Ep.10


"önce güneş açıyorsun… sonra bulutlar giriyor araya… peşinden de yıldırımlar ve fırtına… kendini ne sanıyorsun ki her istediğini yapabileceğini düşünüyorsun…"




Ep.13


"dok go jin" yeğen "ding dong" ile anlaşma yapar... "halanla pikniğe gideceğim… seni de yangın söndürücü olarak götüreceğim =) yazık olsa da ateş alamayız =)) seni yangın söndürücüm olarak götürsem de önemli bir an geldiğinde yoldan çekilmelisin !!!" =)))


"dok go jin" ile "ae jung" ilişkileri ortaya çıkmasın diye kimsenin olmadığı bi yer buldular piknik yapmak için… burası tarlaların olduğu bi araziydi... sulama kanalının üzerinde arıtma tesislerinde sıkça kullanılan ve “penstock” adı verilen kapakların olduğu bölümde piknik yaptılar =) ve işte "TGL"den çevre mühendisliğine selam :P


Ep.15


patates filizine yüklenen derin anlam artarak devam etti =)


"dok go jin" ae jung'a "melo-ero-romantic comedy… bu film türlerinden birini seç… yarın onu yaşayalım" dedi =))) "melo" ile melodramayı, "ero" ile ise erotik filmi kastediyor =)))


"dok go jin" ile 7 yaşındaki "ding dong"un dostluğu görülmeye değerdi... "ding dong" hep "dok go jin" cephesinde oldu ;) bi sahnede "ding dong" okuldaki kız arkadaşıyla sorununu anlatırken "dok go jin"den şu replik geldi: "7 yaşındaki çocukla 37 yaşındaki adamın sorununa cevap aynı" =)


dipnot: düşündüm de ben niye "altyazı çeviri" işini yapanları hiç anmamışım... "cık cık cık" bana :P gerçekten çok önemli bi iş yapıyorlar... sağolsunlar... ben bu diziyi yukinohana çevirisiyle izledim ;)


dipnot 2: kore dizilerindeki bu "düğün görüntüsü göstermeme" durumuna bakıyorum da bunu mahrem bişey olarak görüyorlar sanırım... halbuki bu dizide şöyle anlı şanlı bi düğün görsek fena olmazdı hani ;)



15 Temmuz 2011 Cuma

minimum "derin alan" =)

kuşadası'nda boş durmadım =) makinem elimde, çalıştım =)


diyafram alabildiğine açık... net alan derinliği minimumda ;)


böylelikle "derin alan" projeme de bi giriş yapmış oldum ;)


[slideshow]

4 Temmuz 2011 Pazartesi

dekoratif deney tüpleri =)

kim derdi ki yıllardır laboratuvarda "pis" emellerimize alet ettiğimiz (:P) deney tüpleri çok karizmatik bi şekilde karşımıza çıkacak =))) işte buyrun buradan bakın ;) çiçeklik ve baharatlık ;)


Fotoğraf http://www.designsponge.com adresinden alınmıştır.

Hangıl =)

hangıl'dan periyodik cetvel =) çok güzel değil mi?



Fotoğraf http://jinavie.tumblr.com/ adresinden alınmıştır.

2 Temmuz 2011 Cumartesi

biraz da müzik...

son zamanlarda hiç müzik postu yazmamışım... yine facebook'un rol çalmasından ötürü =) şu sıralar milyon kere dinlesem bıkmayacağım iki şarkı var...

birincisi "mabel matiz"den "arafta"... ‎uykusuz oturduğum bir gece "kanıt" dizisinin tekrarı vardı tv'de... uzun zamandır izlemiyordum diziyi... hadi izleyeyim dedim... orda dinledim bu şarkıyı... önce cem adrian söylüyor sandım... ama değilmiş... bayıldım şarkıya ve çocuğun çatallı sesine... şahane ;) kendisiyle ilgili detaylı bilgiyi şuradan okuyabilirsiniz ;)

[dailymotion id = xio7vt]


ikincisi de sevgili arkadaşım erinç'in tavsiyesi... "le tone"dan "lake of udaipur"... bu şarkıyı dinlemek müthiş enerji veriyor bana =) dinlemeden geçmeyin derim ;) muhteşem bi müziği var ;) klibi de şahane ;) sözleri biraz enteresan ama idare edin =))

[dailymotion id = x4v2mk]


bu iki şarkıdan önce takıldığım bi şarkı daha vardı... yeri gelmişken ona da yer vereyim istedim ;) bu şarkıyı da milyon kez dinledim... hala da dinliyorum... "beth ditto"dan "wrote the book"... 90'ların pop şarkılarının havasında çok iyi bi şarkıdır bu da ;)


[dailymotion id = xh4wun]

prensesin uykusu...

[dailymotion id = xeotq3]


ben niye yazmamışım bu filmi... çünkü facebook hesabım sürekli rol çalıyor blogumdan... bugün, eskiden paylaştığım bağlantılara göz gezdirirken gördüm... 24 kasım 2010 tarihinde filmle ilgili şunları yazmışım:

‎"prensesin uykusu"... aklımda kalanlar: animasyonlardaki bütün dükkan isimlerinin türkçe olması... çağan ırmak'ın genco erkal'ın oynadığı karakter üzerinden kendisine yapılan eleştirilere cevap vermesi... kader kelimesini hep keder ve hüzün ile birlikte kullanmamıza, mutlu olduğumuzda "mutluyum kader" demememize gönderme yapılması... redd'in şarkısı... velhasıl-ı kelâm filmi beğendim ben ;)

incir reçeli...

[dailymotion id = xgl9fy]


‎"yalnız ölmek zor... kolayını anlat..."


“hiç yadırgamadım yüzünü... inan çok tanıdık… gönlüme hoş geldin sevdiğim... kusura bakma ortalık biraz dağınık...”


uzun zamandır izlediğim en iyi türk filmi...


ve evet ön yargı kötü bir şey...


sezai paracıkoğlu da melike güner de bu film ile büyük bi alkışı hakediyorlar bence... özellikle sezai paracıkoğlu'nun videodaki şarkı performansına bittim...


[dailymotion id = xhxp7v]


üzerine fazla konuşmak istemiyorum... sadece izleyin diyorum...


Sevgim'e de bu film için teşekkür ediyorum ;)


http://www.incirreceli.com/