Youtube

Instagram

29 Nisan 2011 Cuma

Worlds Within = Ekrandan taşan AŞK

Fotoğraf http://fortheloveofthedrama.wordpress.com adresinden alınmıştır.

WORLDS WITHIN (2008)... ("The World That They Live In" olarak da geçiyor dizinin adı...)

flaş flaş flaş :P uzun yazı yazmanın sırrını çözdüm =)) ben genelde dizi bitince aklımda kalanları paylaşıyordum... baktım olmuyor, benim yazılar çok kısa kalıyor =)) draft'ı kullanmaya karar verdim (hep üşenirdim kullanmaya)... bi de diziden beğendiğim şeyleri diziyi izledikçe tumblr blogumda paylaştım... şimdi elimdeki bütün doneleri bu yazımda birleştiriyorum =) ve işte ilk uzun yazım ;)

şunu belirtmeliyim ki bu diziyi değil de başka bi diziyi izleseydim yine kısa yazı yazar geçerdim ama bu dizi uzun yazı yazdırıyor resmen =)) bi de kötü haber... diziyi izlerken sıkılmanız muhtemel... çünkü biraz ağır gidiyor ama ağır gitmesinin de bi sebebi var =) bol bol düşünmeye sevkediyor insanı...

"secret garden"da "hyun bin"e burun kıvıran ben "late autumn"un fragmanını izlememle birlikte "hyun bin" fanı oldum çıktım =)) hemen elimde hangi hyun bin dizileri var diye baktım… bu diziyi keşfetmem o sayede oldu ;)

bkz. late autumn fragmanı ;)

coffee prince’in pasaklı kafe müdürünü yeniden görmek =) karakterlerin hikayeleri üzerinden ilişki analizleri... dramaların nasıl çekildiği ile ilgili bir sürü detayın "drama yönetmeni, oyuncusu, senaristi, set işçisi, tv patronu ve tv müdürü"nün bakış açısından çok iyi anlatılması… her bölümde o bölümü anlatan mânidar bölüm başlıkları... karakterlerin düşüncelerinin dış ses olarak karşımıza çıkması... aslında iç ses desek daha doğru olur =) kısacası ben tuttum bu diziyi ;)

başrol oyuncuları gerçekte de sevgililermiş... ama şimdi ayrılmışlar... dizide bu çok hissediliyor... hiç "mış" gibi yapmıyorlar... seyirciyi kandırmaya yönelik hareketler yok =) kimyaları da müthiş tutmuş... aralarındaki AŞK ekrandan taşıyor resmen =) kıskanılası bi durum var ortada =) aklımda kalan sevimli sahnelerden birinde çiftimiz telefonda kavga ediyorlar... kız en sonunda konu uzamasın diye "hadi seni seviyorum de, kapat telefonu" diyor =))

Fotoğraf http://marinastory.wordpress.com adresinden alınmıştır.

Worlds Within (WW) öyle klasik romantik komedi tadında bi dizi değil... klasik romantik komedide n'olur? önce kız ile çocuk birbirini tanır ve bi süre sonra aşık olur... sonra aşklarını itiraf ederler ve ilişki başlar... sonra onları ayırmaya çalışanlar olur... sonra ayrılırlar... ama sonunda yine birleşirler... WW ise tamamen bu kalıpların dışında bi dizi... o kalıplarda olan dizileri de severim ama bu dizinin tadı bi başkaydı... bu dizi için sadece "romantik" demek yeterli sanırım ;)

gelelim konumuza... kız ile çocuk bir zamanlar sevgilidirler ancak ayrılıp yeni birileriyle birlikte olmaya başlamışlardır... sonra tesadüf bu ya ikisi de sevgililerinden ayrılırlar... aynı iş yerinde yönetmen olarak çalışmakta olan çiftimiz bi daha denesek mi acaba diye düşünüp yeniden birlikte olmaya karar verirler... ve dizinin ana konusu ortaya çıkar... ama dizi sürekli bu çiftin ilişkisi üzerinden gitmemektedir... geri planda yukarıda da bahsettiğim gibi çeşitli bakış açılarından bir dramanın nasıl zor şartlar altında çekildiği anlatılmaktadır... bkz: her kore dizisinde bir sanat veya spor dalının en ince detayına kadar tanıtılması =) ayrıca karakterlerin anne-babalarıyla olan ilişkileri üzerinde de duruluyor dizide... bi de olmazsa olmaz yedekte aşık bi çift daha var =) diğer yönetmenle çömez oyuncu kızın hikayesi... onların ilişkileri de çok sevimli...
Fotoğraf http://asiangoodsdvd.mybisi.com adresinden alınmıştır.

gelelim dizinin ikili ilişkiler konusundaki analizlerine... dizi bu konuda muazzam başarılı... öyle izleyip hemen geçemiyorsunuz... diziyi biraz durdurup analizlerin üzerinde düşünesiniz geliyor... aşağıda diziden replikler paylaştım... ne demek istediğimi biraz daha iyi anlatabilmek için...

işte diziden muhteşem replikler:

Episode 5

“Düşündüm de, masumiyeti vurgulayan kore dramalarına değil, bu duyguyu hiçbir zaman hissetmediğim için kendime kızgındım… neden? benim birini onun beni sevdiğinden daha çok seviyor olmam gururumu mu incitti? bana bu şekilde yakınlaşmaya çalışması yeterli… benim için böyle uğraşan bi adama inanabilirim…”

Episode 7

"her anlaşmazlığın sonunda bi uzlaşma vardır… sadece "sen" anlaşmazlık yaratırsan, ortadaki mücadele önem taşımaz… ama gerçek hayatta, hazır bir uzlaşmadan ziyade her yerde seni bekleyen yeni anlaşmazlıklar vardır… "

Episode 9

“kendi kendine böyle şeyler yapmaktan hoşlanıyorsun değil mi? birisini kendi kendine yanlış anlamak… kendi kendine yaralanmak… kendi kendine ağlamak… kendi kendine yorulmak… bir çeşit delisin değil mi?”

Episode 10

“sana hayatını bir drama gibi yaşamanı söyledim… şöyle ki drama, hayatını güzelce yaşamanın bir yoludur… ama dürüstçe söyleyeyim; drama, acı gerçeklerden bir kaçıştır… bi gün bunu sana söyleme cesaretini bulabilecek miyim? şu an buna cesaretim yok… ama belki bi gün… bugün birdenbire senin bana gerçekçi davranmadığını düşündüm… senin gibi güzel bir kız benim gibi bir çocuğa… bu hayal gibi, drama gibi olur… Joon Young, bana bunun gerçek olmadığını söyleyebilir misin? bana gerçek olduğunu söyle…”

Episode 11

“herkesin sevdikleriyle ayrılmasının kendine has bi sebebi vardır… bazı insanlar için sorun gururlarıdır… bazıları fakirlik yüzünden sorun yaşar… bazısı içinse talihsizlik vardır… kiminde sevgi azdır… kimi aşkında aşırıdır… bazı insanlar içinse karakter ve değer farklılıkları vardır… insanlar bunların birer neden olduklarını iddia etseler de bunlar ayrılık için gerçek nedenler değildir… her şey şimdi benim yaptığım gibi bir mazeret…”

Episode 15

“kaçınılmaz gerçekliğin ışığında aşk denilen şey; toyluktan, çocukluktan başka bir şey değil…”

“fakat kendimi neden bu kadar rahatsız hissediyorum? hâlâ tecrübesizce dramatik bir geri dönüşün hayaline, onun yaşamımda ve kalbimdeki dizilerdeki gibi olmasına mı sığınıyorum?”

“Yoon Young uzun zaman önce yaşamın yalnızlık olduğunun farkına varan biri…”

Episode 16

“mutluluk ve sıkıntı, barışma ve tartışmalar, birinden nefret etmek ve özlemek, amaç ve gerçeklik, başlangıç ve bitiş… bu zıt anlamlı sözcükler hiçbir zaman ayrılmayacak… sonuç olarak karışıklığa girmişcesine birbirlerine bağlıdırlar… hayat budur…”

velhasıl kelâm bu dizi izlenilesi ;)

dipnot: düşündüm de başrol oyuncularının kimyası ne kadar tutarsa dizi de o kadar iyi oluyor... bkz. worlds within... bkz. coffee prince... bkz. my girlfriend is a gumiho... bu da benim naçizane analizimdir ^^

dipnot 2 =) canım arkadaşım kaktüsün dizinin adıyla ilgili yorumuna bayıldım... izniyle buraya da ekliyorum... dizi adıyla bile düşünmeye sevkediyor insanı...  “içinde yaşadıkları dünya mı yoksa içteki dünya mı?

dipnot 3 =))) abarttım galiba :P repliklerdeki cümlelerde çeviriden kaynaklı anlam düşmeleri var ama genel olarak mesaj anlaşılıyor diye ufak tefek düzenlemeler hariç düzeltmeye uğraşmadım ;)

16 Nisan 2011 Cumartesi

My Fair Lady


Fotoğraf http://luvkdrama.wordpress.com/ adresinden alınmıştır.


MY FAIR LADY (2009)... "Yoon Eun Hye"i cadaloz bi kız rolünde görünce önce biraz yadırgadım ama sonra alıştım ;) Diziyi genel olarak beğendim... "Secret Garden"ın Oska'sı muhteşemdi yine... Aklımda kalanlar... "Yoon Eun Hye"in kuzeni rolündeki büyümüş de küçülmüş velet =) hastası oldun onun... Yoon Eun Hye'in saç modeli (Bkz. Elif :P)... Yine "Yoon Eun Hye"in ellerinin sadece baş parmakları ile yüzük parmaklarına koyu renk oje sürmesi... Yakışıklı avukat Lee Tae Yoon =) At çiftliğinde geçen, "Yoon Eun Hye"in önden yürüdüğü ve kahya Seo'nun da onu arkadan takip ettiği gün batımındaki sahne... Bi de yeniden buluştuklarında ters ışıkta elele koştukları bi sahne vardı... Onu da çok beğendim... Dizi müzikleri anlamında bakarsak kayda değer bi şarkı yoktu dizide...

"Yoon Eun Hye" bu diziden sonra çok eleştirilmiş... ben o kadar acımasız olmayacağım ama bi kaç bişey söyleyeceğim ben de... acımasız olamam çünkü o bizim biricik "go eun chan"imiz ;) eleştirime gelince bu role kimi koysalar gidermiş... "Yoon Eun Hye"e gerek yokmuş... kariyeri adına yazık etmiş bence... zaten star olan birinin böyle bi diziye ihtiyacı yok... diziyi beğendim yanlış anlaşılmasın =)) ama yoon eun hye'e hafif kalmış bence...

8 Nisan 2011 Cuma

Cookshop


Bugün gittim yine Palladium'dakine... Yeri gelmişken de yazısını yazayım artık dedim... Berilim tanıştırdı beni bu mekânla... Mekânın tarzı, konsepti ve yemekleri muhteşem... İlgi alaka süper... O sebeple favori mekânlarım arasında üst sıralarda yer almakta ;) Diğer favori mekânlarımdan bazıları ise "Taraça/Beşiktaş", "Happy Moon's/Kadıköy" ve "Ortaköy Mantı Evi" ;) İlk anda aklıma gelenler bunlar oldu...


Neler var biraz da ondan bahsedeyim... "Magnolia" diye çok meşhur bi tatlıları var mesela... Muhallebi, meyve ve bebe bisküvisinden oluşuyor... Enfes ;) "Noodle"ı başarılı... Bugün "Risotto"yu denedim... O da güzeldi... Pizza, makarna, sandviç vesaire ne ararsanız var... Bi de pembe bi limonataları var... Kavanozda servis ediliyor... Evet yanlış duymadınız kavanozda servis ediliyor =) O da favorilerimden ;) Onun dışında masada bulunan Coca Cola şişesindeki çiçekler, çocuklar için şeker kavanozu gibi bi sürü ince detay var mekânda... Belli ki çok zevkli birinin elinden çıkmış mekân... Merak edenler için işte adres...

http://www.cookshop.com.tr/


Söylemeden edemeyeceğim =)) Mekânın işletmecisi olduğunu düşündüğüm "beyefendi"nin hastasıyım :P Düşük bi ihtimal ama olur da bu yazıyı okursa bana ulaşsın lütfen =))) kader ağlarını örsün bu noktada :P


Dipnot: An itibariyle cookshop linkine tıklayın ve fonda çalan şarkıyı keyifle dinleyin lütfen ;) Şu linkteki şarkı çalıyor fonda... Süper =)

6 Nisan 2011 Çarşamba

Biraz daha fotoğraf...

Geçen hafta yaptığımız Paşalimanı gezisinden fotoğraflar... Bu ara ters ışığa takmış durumdayım =) Bu fotoğraflarda da birkaç denemem var...

[slideshow]

4 Nisan 2011 Pazartesi

Secret Garden


Fotoğraf http://www.allkpop.com adresinden alınmıştır.


SECRET GARDEN (2010)… Yeni bitirdim… Dizi, ilk bölümlerindeki malum “değişim” olayıyla çok sıktı beni… Ama 13.bölümden sonra gözümdeki itibarını kurtardı… Son 4 bölümü ile ise gönlümü kazandı resmen… Dolayısıyla izlediğim iyi diziler arasına koyuyorum bu diziyi de… Diziden aklımda kalanlar: Kim Joo Won’un tasarım harikası müthiş evi… Yüksek tavanlı evde yerden tavana kadar uzanan kitaplık… Kırmızı koltuklu minik asma katla üst raflardaki kitaplara ulaşabilme… Kitapların adında gizli olan şiir… Kim Joo Won’un söylediği tekerleme… Gil Ra Im’in mesaj bildirim sesi… Cappuccino’lu öpücük =) Kim Joo Won’un parıltılı eşofmanı… Oska’nın peri anneliği ve iyi yüreği… Oska’nın sevdiği kızın güzelliği… Her karakterin hikayesinin bir sona bağlanması ki buna nadir rastlanır Kore dizilerinde... Ve artık her Kore dizisinde duymaya alışık olduğumuz güzel şarkılar…

Dipnot: "Late Autumn" filminin fragmanını gördükten sonra Hyun Bin'in gözümdeki yeri tamamen değişti... Şu an sıralamamda 2 numaraya kadar yükseldi, o kadarını söyleyeyim =))) Bi saç insanı bu kadar mı değiştirir... Pes doğrusu...