Youtube

Instagram

30 Temmuz 2017 Pazar

THE BASTARD OF ISTANBUL... BABA VE PİÇ...

Hatırladığım kadarıyla bu okuduğum ilk İngilizce roman... Elif Şafak'ın daha önce Türkçe'sini okumadığım kitaplarından biri olsun diye bunu seçmiştim... The bastard of Istanbul... Baba ve Piç... Elif Şafak'ı seversiniz sevmezsiniz o ayrı konu... Açıkçası ben de kendisiyle ilgili nötr duygulara sahibim... Ne düşüneceğimi pek bilemiyorum yani ama önemli de değil zaten... Ama bir gerçek var ki İngilizce olarak okumama ve çok da kolay okunabilir bir İngilizce'ye sahip olmamasına rağmen sürükleyiciğine bir kez daha hayran kaldığım bu kitabı da dahil olmak üzere, okuyup da beğenmediğim bir kitabı olmadı şimdiye kadar... Romancılığının, hikaye anlatıcılığının veya yazarlığının -nasıl adlandırmak isterseniz- iyiliği su götürmez bir gerçek bence... Ne zaman bir kitabını okusam keşke en az bir tane eseri bir film veya diziye uyarlansaydı diye düşünmeden edemiyorum... Ağır prodüksiyon gerektiren bütçeli bir iş olurdu ama en sevdiğim kitabı olan "MAHREM" ile başlanabilirdi mesela :) Veya artık en sevdiklerim listesinde "MAHREM" ile kapışacak olan "BABA VE PİÇ" ile... Tabi konunun hassasiyeti dolayısıyla "BABA VE PİÇ"in uyarlanması imkansız gibi görünüyor... Hatırlarsanız, Elif Şafak bu kitabı sebebiyle Türklüğe hakaret gerekçesiyle dava edilmişti... Bu olaydan ancak 10 yıl sonra kitabı okumaya fırsat bulabildim ve düşüncem şu ki; yazar iki tarafa da eşit mesafede durmuş ve iki toplumun da düşünce yapısını, düşünme biçimini çok iyi analiz etmiş bence... Özellikle zamanı ve tarihi olayları algılayış biçimlerimizin ne kadar farklı olduğunu açıkladığı bölümde... Hani bir millet doğrusal bakarken diğeri dairesel bakıyor diye bi tespiti var ya... Veya iki tarafın da konuya nasıl tutunduğu ve bu durumun değişmesini aslında istemediklerini anlatırken... Dedim evet, tam olarak böyle... Velhasıl kelâm sevdiğim bir roman oldu... Tavsiye olunur...

Dipnot: İngilizce olmasına rağmen kitabı 10 günde bitirdim... Türkçe kitapları bile bu kadar hızlı okuyamıyordum son zamanlarda... Sürükleyiciliği hakkında fikir verir sanırım bu :)

7 Temmuz 2017 Cuma

DEMİRBAŞ ŞAMPUANLARIM


Bir önceki postta paylaştığım BİTENLER videomda da bahsettiğim gibi 3 demirbaş şampuanım var benim 💫
1) Loreal Elseve Renk Koruyucu Şampuan: Saçları güzelce temizliyor... Renk koruyucu diye geçiyor ama pek öyle bi etkisi yok gibi sanki... Gerçi benim için iyi temizlemesi ve güzel kokması yetiyor... Bittikçe aldığım, en sık kullandığım ana şampuanım 💫
2) John Frieda Sheer Blonde Go Blonder: Koyu sarı saçlar için renk açıcı, saçlara güneş ışıltısı veren şampuan... Saçlarınızda renk açma işlemi varsa onları da bebek sarısı gibi yapıyor, kızıllıkları nötrlüyor... Ayrıca ana renginiz koyu ise onu da 1 ton kadar kırıyor, dolayısıyla beyazlarınız falan varsa onların belirgin bir şekilde görünmesini önlüyor... Çok güzel bir şampuan, pahalı ama fiyatını hakediyor kesinlikle... Her yıkamada kullanmadığım için çabuk da bitmiyor... Çabuk bitenlerde ikinci sırada yani 💫
3) Milk Shake Silver Shampoo: Mor renkli bir şampuan ama etkisi grileştirmek yani küllüleştirmek olduğu için silver shampoo diye geçiyor... Mor sarının kontrastı malum... Sarılarımın daha küllü görünmesini istediğimde, beyazlarımın da daha gri görünmesi ve koyu saçların içinde belli olmamasını istediğimde kullanıyorum... Ayrıca yine kızıllıkları da nötrlüyor, küllüleştirdiği için... Etkisi uzun süre gittiği için en az sıklıkta kullandığım şampuan bu... Yine pahalı ama çok uzun süre gittiği için fiyatını çıkaran bir ürün... Kullanım ömrü açıldıktan sonra 1 yıl diyor ama ben yaklaşık 2 yıldır falan kullanıyorum 🙈 Bir bozulma olmadı... Ayrıca çok uzun süre bekletirseniz saçınızı mor renkli bile yapabilirsiniz bununla 💫 İşte bu 3 şampuanı ihtiyacıma göre kullanıyorum ben; Loreal'i hep kullanıyorum, diğer ikisini ise saçımın renk durumuna göre bakıp kullanıyorum 👍💫 Saçımın ana rengini yani diplerini boyamak istediğimde ise yıllardır kullandığım Loreal Excellence boya serisinin yanında ".1" olan numaraya sahip küllü boyalarını kullanıyorum... 6.1, 7.1, 8.1 gibi... Kızıllık çıkarmama garantisi olan sarı boyalar bunlar 😉 Uçlarımda sarılar yokken de saçlarımı komple yine bu boyalarla boyuyordum... Saçımı kuaförde boyatmak istediğimde de bu numaraları özellikle belirtiyorum yine... Küllü saç sevenlere önerilerim olsun 😊

Not: John Frieda ile Milk Shake şampuanı aynı anda kullanmıyorum hiç.

2 Temmuz 2017 Pazar

ENVANTER #3 // BİTENLER Vol.2 // SAÇ, BAKIM, MAKYAJ ÜRÜNLERİ

Bitenler videomun ikincisini izleyebilirsiniz.


Videoda unuttuğum 4 ürün ile ilgili yorumlarımı da aşağıda bulabilirsiniz. Ayrıca rimelleri eklemeyi de unuttuğumu farkettim, belki bu yazıya dahil ederim onları da.

  • H&M Midnight Muse Body Scrub: Scrub hastası biri olarak H&M'in bu ürününü de çok sevdim. Scrub yani keseleme işleminin yanısıra güzel de köpürüyor. Kokusu çok güzel. Fiyatı da oldukça uygun. Almaya devam ederim.
  • Clinique Anti-blemish solutions cleansing foam - Yüz Temizleme Köpüğü: Çok belirgin bir etkisini görmedim bu ürünün de. Sıradan bir temizleme köpüğü gibi geldi bana. Ama ambalajını çok sevdim. Kapağı açılıp doldurulabilen bir şişe yapmışlar. Böylece içine başka bir jel ve biraz su ekleyerek yüz yıkama jelinizi köpük formuna dönüştürebiliyorsunuz. Pompalı mekanizması sayesinde. Ürünü tekrar almam ama ambalajı hep benimle artık :)
  • İpana diş macunu: Sıradan bir diş macunu aslında bu ama elmalı-portakallı aromasını çok sevdim. Küçük olması dolayısıyla çantama atıp her yere taşıdım bu ürünü. Beyazlatma işlevi de hiç fena değildi diye hatırlıyorum. Şaşırmıştım hatta sıradan bi ürünün beyazlatmasına.
  • Farmasi Gold Series Eurofresh Toothpaste Repairing - Diş Macunu: Tedavi edici özellikte imiş ama bence sıradan bir diş macunu. Pek bir etkisini göremedim. Tekrar satın almam.