Youtube

Instagram

22 Haziran 2014 Pazar

Tshirt Dosyası...

Siz de benim gibi yaz kış demeden Tshirt giyenlerdenseniz bu yazıyı es geçmeyin derim :)

Geçenlerde tamamen tesadüfen öyle güzel bir marka keşfettim ki bu incelikli markayı sizinle de paylaşmak istedim... Bahsettiğim marka KAFT...

Fotoğraf http://www.kaft.com/ adresinden alınmıştır.
İnstagram'da KAFT...

Genç tasarımcıların hayat verdiği bu güzel markanın Tshirt tasarımlarının her birinin ardında farklı bir hikaye veya düşünce yatıyor... Kendilerini de şöyle ifade etmişler:

"Bizler estetik ve aynı zamanda kaliteli bir tasarım gördüğünde heyecanlanan, her tasarımın bir anlamı olsun, sıradan değil biraz farklı olsun diyen insanlarız. Bu düşüncemiz giyinirken de aynı. Kaliteli ürün belki bulunuyor ama üzerlerindeki grafikler genelde aynı. Farklı hissettirecek tasarımlar bulmakta zorlanıyorduk. Bu yüzden kendi tasarım görüşümüzü ürünler üzerinde uygulayalım istedik ve bu basit fikir ile KAFT'a hayat verdik."

Web sitelerindeki ürünlerine bayıldıktan sonra biraz da markayı araştırayım dedim ve güzel yorumlar okudum marka hakkında da... Kargo ücreti almadan gönderim yapmaları da cezbetti beni ve bir tane ürün de ben sipariş ediverdim :) Sanırım yarın elimde olacak Tshirt'üm... Bakalım iddia ettikleri kadar kaliteliler mi... Eğer öylelerse bundan sonraki favori Tshirt markam olmaya adaylar :) Kullandıktan sonraki yorumlarımı da buraya eklerim...

Şimdi de gelelim instagram üzerinden mercek altına aldığım diğer iki markaya...

İlki Fifth Ave Galata...

Fotoğraf http://www.istanbulplaces.com/ adresinden alınmıştır.
İnstagram'da Fifth Ave Galata...

Bu markanın tasarımlarına da bayıldım... En yakın zamanda bir tane Tshirt edineceğim bu markadan da...

İkinci marka ise Kadıköy'deki Retro Bird Store...

Fotoğraf http://retrobirdstore.com/ adresinden alınmıştır.
İnstagram'da Retro Bird Store...

Adından da anlaşılacağı üzere retro tarzda ürünler var bu mağazada da ve yine genç tasarımcılar iş başında...

En yakın zamanda ziyaret edeceğim iki mağaza olacak Fifth Ave Galata ve Retro Bird Store...

Böyle güzel tasarıma sahip ve incelikli ürünlerin olduğu markaların artması temennisiyle...

Esen kalın ;)

14 Haziran 2014 Cumartesi

Günden Geceye Uzanan Makyaj (A make up look from day to night)

Bugün birkaç dokunuşla günden geceye uzanan bir makyaj paylaşmak istedim... Detaylarını yazının devamında bulabilirsiniz...

1st Look (for daytime)
Face Prime Mixture: #clinique moisturizer, #benefit high beam, #benefit porefessional
#flormar camouflage palette concealer salmon and beige for under eyes
#benefit boiing 02 for eyelid (as eye primer)
#handm smoky eyeshadow palette number 4 for crease contour
#rimmellondon stay matte transparent powder to set the under eyes
#loreal voluminous original black mascara
#mac studio fix NC30 powder for entire face
#missha perfect eyebrow styler (auto) brown for eyebrows
#claires makeup kit blush
#thebalm mary lou manizer highlighter
#essence lipliners 05 soft berry and 07 cute pink



2nd Look (for night)
Upgrade from day to nite... 
Touch ups: 
#claires make up kit bronze eyeshadow applied with #mac fix plus
#oriflame wonder liner 
#avon eye pencil black
#loreal voluminous original black mascara (second coat)
#handm my lovely lipbalm coconut mango and #flormar deluxe cashmere lipstick stylo DC28

9 Haziran 2014 Pazartesi

Hiç Hesapta Olmayan Turistik Gezimiz...

Geçenlerde o kadar piyango bir gün yaşadık ki... O gün karşılaştığımız güzellikler bu yazıyı yazmama vesile oldu...

Elif'e kiralık ev arayacağız diye Cevizlibağ ve Zeytinburnu'nun varoş mahallelerinde kaybolarak başladık güne... Neredeyse bütün sokakları karış karış dolaştıktan sonra yol bizi Tıbbi Bitkiler Bahçesi'ne çıkardı... Hadi gelmişken bi bakıp çıkalım dedik ve muhteşem ekinezya ile tanıştık...


Kış çayı olarak bayılarak içtiğimiz ekinezyanın bitkisi de çok güzelmiş... Mis gibi de kokuyordu...

Karnımız acıkınca daha önce deneyip beğendiğimiz Merkezefendi'nin tarihi köftecisinde köfte yiyelim bari dedik... Köfteciye doğru yürürken hiç olmadık bi yerde şahane bi yer çıktı karşımıza... Manastır Cafe&Restaurant...


Bi yanımız Balıklı Rum Manastırı, bi yanımız mezarlık, bi yanımız varoşlar :) Ortasında da, gelen müşterileriyle ve atmosferiyle Nişantaşı'nı aratmayan Manastır Cafe :) Neye uğradığımızı şaşırdık resmen... Manastır Cafe'de güzel bir yemek yedikten sonra Balıklı Rum Manastırı'nı da bi görelim dedik... Ve Konstantinopolis'in Ayasofya'dan gizli bir geçitle geldiği bu manastıra hayran kaldık... Görevli amca da çok sıcakkanlı ve konuşkandı sağolsun... Epey bilgi verdi bize ayaküstü... Rivayete göre İstanbul'un fethedildiği gün bir papaz Ayazma suyunun kaynağının yanında balık pişiriyormuş... Bir arkadaşı İstanbul'un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildiğini söylemiş... Ancak papaz şehrin düştüğüne inanmamış ve ancak şu pişirdiğim balıklar canlanırsa inanırım buna demiş... Bunun üzerine de balıklar canlanıp Ayazma suyuna atlamışlar... O günden itibaren Ayazma suyunun bulunduğu manastır "Balıklı" olarak anılmış...

Sözün özü zamansız gelen bu turistik gezimiz ihya etti bizi :) Ev konusuna gelince; bulamadık uygun bi yer :(


Bu arada Manastır ve Merkezefendi semti ile ilgili de biraz daha bilgi vermiş olayım... Manastır 5.yy.'dan kalma... İçindeki Ayazma suyu şifalı... Biz de içtik tabi gitmişken :) Az önce de bahsettiğim gibi manastır adını, Ayazma suyunun içinde yüzen balıklardan alıyor... Manastırın hemen hemen her noktasındaki yasemin çiçeklerinin kokuları manevi havayı destekleyen müthiş bir detaydı... Bir de dilek diledim hazır böyle ruhani bir mekana gitmişken :)


Semte ismini veren Merkez Efendi ise mesir macununu ilk yapan ve Nevruz'da dağıtarak bu geleneği başlatan ilk kişiymiş... Ve aslen Denizli'liymiş kendisi... Germiyanoğulları'ndan... Bu arada bu aralar sürekli Denizli çıkıyor karşıma :) Kitabını yeni bitirdiğim Hasan Ali Toptaş da Denizli'li imiş...

Her köşesinden tarih fışkıran ve bunca şeye rağmen hâlâ güzel kalmayı başarabilen şehrimiz İstanbul her geçen gün bizi şaşırtmaya devam ediyor... Doğma büyüme İstanbul'lu olan bizler bile çoğu yerini bilmiyoruz... Kim bilir böyle kıyıda köşede kalmış daha ne çok keşfedecek yeri var İstanbul'un...

Velhasıl-ı kelam her şeye rağmen çok güzelsin be İstanbul...

Hindi Fümeden Börek (Dukan Diet)

Severek takip ettiğim dukan sitelerinden biri olan www.dukandiyetitariflerim.com'dan deneyip beğendiğim bir tarifi sizinle de paylaşmak istedim. Günlük yulaf kepeği hakkınızdan rol çalmayan ve doya doya yiyebileceğiniz bu protein ağırlıklı tarifleri çok seviyorum :)

Orijinal tarif için kaynak: http://www.dukandiyetitariflerim.com/2013/04/hindi-fume-sarma.html

Malzemeler:
Hindi füme (Polonez marka, 200 gr)
1 yumurta (Beyazı, beyaz peynir ve maydanozla karıştırılıp iç harç oluyor; sarısı, ruloların üzerine sürülüyor)
Yağsız beyaz peynir (Bim Aknaz veya Şok Mis olabilir, yaklaşık paketin 1/3'ünü kullandım)
Maydanoz (1 avuç kadar)
Çörek otu (Üzerine biraz serpmek için)

Hindi fümenin geniş tarafına peynir-maydanoz-yumurta akı karıştırılarak hazırlanan iç harçtan konularak rulo haline getirilir. Tam ortadan ikiye bölünerek tepsiye dizilir. Üzerine yumurta sarısı sürülüp çörek otu serpilerek fırına verilir. 200 derecede 15 dakika pişirilir. 


Görüntüsü de lezzeti de güzel oluyor. Afiyet olsun ;)