Youtube

Instagram

29 Nisan 2013 Pazartesi

biri "KONSEPT" mi dedi? #12

istemeden de olsa bu seriye epey ara vermişim... konular bir konsept oluşturmadı demek ki, n'apalım :) bu yazı ile kategoriye yeniden ısınalım bakalım ;)

size ilk bahsedeceğim konu son günlerde izlemeye doyamadığım bir dizi...
...beni böyle sev...


yukarıdaki tanıtım epey dönmüştü ekranda hatırlarsanız... daha tanıtımdan itibaren ilgimi çekmeyi başarmıştı dizi... son yıllarda izlediğim en başarılı tanıtım buydu bu arada... izleyince de hüsrana uğratmadı dizi beni... o kadar naif ve eğlenceli ki... bi kere karakterleri çok iyi oturmuş bir dizi... başrol oyuncularının kimyası da çok iyi tutmuş ki bu oldukça önemli benim için... müziklere diyecek birşey bulamıyorum zaten... böyle bir romantik komediyi orhan baba şarkıları ve daha nice klasik eserle birlikte izlemek çok keyifli... şarkılardaki arabesk hava diziye de ayrı bir ruh katıyor bence... ömer (alper saldıran) ve ayşem (zeynep çamcı) çok tatlılar... ayşem'in ömer'e çimen göz diye hitap etmesine bitiyorum... karakterlerin iç seslerinin de diyaloglara eşlik etmesi süper bir ayrıntı... bugünlerde böyle aşklar ve aşıklar kalmadı tabi orası ayrı ama yine de insanın ümidini yeşertmeye yetiyor bu dizi... naiflik açısından da adeta bir kore dizisi izliyormuş hissi veriyor... gerçi koreliler de naifliği aştılar biraz ama olsun :) yan karakterler olan ayşem'in ev arkadaşları reyhan (burcu altın) ve fahriye (bala atabek), okuldaki geçkin öğrenci haluk abi (erdem akakçe)... hepsi de müthiş karakterler olmuş... bir de ömer'in en yakın arkadaşı nezih (mert turak) var ki o da bambaşka bir alem :) bayılıyorum kendisine... bi yerden tanıdık da geliyordu tipi... özellikle o dağınık saçları :) sonra tiyatroda izlediğimizi hatırladık... istanbul şehir tiyatrolarının kabare isimli oyununda oynuyor kendisi...
...kabare...


ben oyunu çok beğenmemiştim ama mert turak'ın kabare sunucusu olarak performansı çok iyiydi... sağlam bir oyuncu kendisi...

şimdi gelelim aclan büyüktürkoğlu'na... mert turak'ın kabare'de oynayan oyuncu olup olmadığını teyit etmek için şehir tiyatrolarının sayfasına girdiğimde kabare oyununu türkçe'ye çevirenin aclan büyüktürkoğlu olduğunu gördüm... bu ismi görünce geçenlerde izlediğim film geldi aklıma...

Dosya:Meleğin Sırları film posteri.jpg
Fotoğraf http://tr.wikipedia.org adresinden alınmıştır.

bi pazar günü zapping yaparken denk gelmiştim bu filme... film abd'de geçiyordu ve nehir erdoğan oynuyordu (yabancı bir yapım sandım önce)... haliyle ilgimi çekmiş ve izlemiştim... izlediğime de hiç pişman olmadım... çok iyi ve değişik bir filmdi... yalnız film moral olarak beni çok aşağıya çekmişti... abd'ye gitmeden önce izleseydim gitmekten vazgeçerdim kesin... allahtan dönünce izledim... ve abd'de ne kadar şanslı bir 9 ay geçirdiğime bir kere daha şükrettim... tahmin edeceğiniz üzere abd'ye dil eğitimi için giden genç bir kızın (ebru/nehir erdoğan) kötü tecrübelerini anlatıyor film... mevzu biraz ağır... abd'ye gidecek öğrenciler aman bu filmi izleyip moralinizi bozmayın... herkesin başına böyle kötü şeyler gelecek diye birşey yok... şansınız yaver de gitmeyebilir o da ayrı ama bu filmde anlatılan da extreme bir durum... gidin gelin, öyle izleyin filmi, ama mutlaka izleyin... filmi beğenince ufak bir araştırma yapmış ve yönetmeninin aclan büyüktürkoğlu olduğunu öğrenmiştim... hatta filmde kendisi de rol alıyor (bardaki adam hakan rolünde)...

Aclan Bates Picture
Fotoğraf http://www.imdb.com/name/nm0060834/ adresinden alınmıştır.

bir dönem ferhunde hanımlar'da da rol almış ama ben hatırlayamadım... malum her ankara'lı oyuncunun yolu bir gün ferhunde hanımlar'dan geçmiştir :)

kendisinin başarılı kariyeri hakkında detaylı bilgi için bakınız... bu da yeni filmi sanırım... çok merak uyandırıcı, bulabilirsem izleyeceğim...

işte böyle dostlar... arayı açmadan tekrar görüşmek ümidiyle... esen kalın ;)

19 Nisan 2013 Cuma

ASLI Ç. BİR FITNESS GÜNCESİ

geçenlerde şöyle bir yazı yazmış ve bu yazıdaki cihazlardan birini istediğimi söylemiştim... yalnız bu cihazların fiyatlarının çok yüksek olduğunu da belirtmiştim hatırlarsanız... daha sonra konu ile ilgili araştırma yapmaya devam ettim ve nabız ölçümü yapmayan cihazların kalori yakım miktarını çok da sağlıklı hesaplayamayıp ortalama bir değer verdiklerini öğrendim... bunun üzerine nabız ölçerek bu işi yapan cihazları araştırmaya başladım ve süper bir saat buldum... polar nabız ölçer (spor saati)... fiyatı da makul gelince hemen şuradan sipariş ettim bir tane... kullanmaya başladıktan sonra çok da memnun kaldım... burada da paylaşayım istedim...
bu saat; yapılan egzersizin süresi, yakılan kalori miktarı, ortalama ve en yüksek nabız değerlerini veriyor... ayrıca egzersizi yaparken yağ yakımı (fat burn) seviyesi mi yoksa fitness seviyesinde mi olduğunuzu da ekranda gösteriyor... egzersiz bilgilerinizi de tarih bilgisini de içeren dosyalar halinde saklıyor... istediğiniz zaman geçmiş bilgilerine dönüp bakabiliyorsunuz... yalnız bu dosyaları bilgisayara aktarmak için ayrı bir bağlantı kablosu gerekiyormuş... bu kablo kutudan çıkmayınca üzüldüm önce ama bu noktada mapmyrun'ın log workout fonksiyonu imdadıma yetişti... (bu mapmyrun da ne imiş diyorsanız sizi şuraya alalım...)
saatte biriktirdiğiniz egzersiz dosyalarınızı buradan mapmyrun'a manuel olarak aktarabilirsiniz... egzersizin türü, süresi, yakılan kalori miktarı, nabız gibi bütün detayları kaydedebiliyorsunuz buradan... böylece yaptığınız outdoor ve gym egzersizlerini tek bir grafikle mapmyrun üzerinden günlük/haftalık/aylık/senelik olarak, egzersiz sayısı/süre/mesafe/yakılan kalori cinsinden takip edebiliyorsunuz (bu arada yakılan 7000 kalorinin yaklaşık 1 kg'a denk geldiği söyleniyor çeşitli kaynaklarda... dolayısıyla grafiğinizi aylık yakılan kalori cinsinden takip ederseniz, 7000 kaloriyi tutturmaya çalışarak ayda 1 kg verebilirsiniz veya ekstradan 1 kg almamış olursunuz)... gelişiminizi grafik olarak görmek çok eğlenceli ve oldukça da motive edici... tavsiye ederim... polar saati gym yerine outdoor aktivitelerde kullanmak istediğinizde mesafe bilgisi göremezsiniz ancak ille de ne kadar mesafe yürüyüp/koştuğunuzu bilmek istiyorsanız mapmyrun bu işi çok iyi görüyor... ben şöyle yapıyorum mesela... gym'de yaptığım egzersizler için polar saati kullanıp egzersiz bilgilerini mapmyrun'a manuel olarak (log workout kısmından) giriyorum, dışarıda yaptığım egzersizlerde ise mapmyrun'ı açıyorum... böylece mapmyrun'ın grafiğinde bütün egzersiz bilgilerim toplanmış oluyor... 

şimdi gelelim gym olarak nereye gittiğime... yaklaşık 2 ay önce bfit'e yazıldım ben... bilmeyenler için bfit kadınlara özel bir spor merkezi... istasyon sistemi ile bir eğitmen eşliğinde egzersiz yapıyorsunuz... sistem 9 alet ile 9 platformdan oluşuyor... egzersizin her etabı 10 dakika sürüyor ve bir alet bir platform şeklinde devam ediyor... aletler kadınların vücut şekline göre özel olarak dizayn edilmiş, yerden hafifçe yüksek paltformda ise eğitmenin gösterdiği temel aerobik hareketlerini yapıyorsunuz... 30 saniyede bir sinyal sesi duyuluyor... her sinyal sesi duyduğunuzda diğer alete veya platforma geçerek döngüyü tamamlıyorsunuz... bu döngüyü 3 kere tekrarladığınızda toplam 30 dakikada o günkü egzersizinizi tamamlamış oluyorsunuz... sonrasında da 5-10 dak süre ile de esneme hareketleri var... bu sistemle spor yapmaya başlamadan önce gerekli vücut ölçüleriniz alınıyor ve her ayın sonunda tekrar ölçüm yapılarak ne kadar gelişim gösterdiğiniz bir döküman halinde sunuluyor size... bir nevi karne gibi :) ben diyet yapmadığım için ilk ay sonunda kilo kaybetmedim ama belim 4 cm inceldi :) egzersizlerimi polar saatim ile de takip ediyorum... esneme bölümü de dahil olmak üzere 40 dakikada yaklaşık 500 kalori yaktığımı söylemek isterim :) süre size az gelebilir ancak oradan edindiğimiz bilgiye göre normal gym egzersizlerinde vücudumuz yaklaşık 20 dakikadan sonra yağ yakmaya başlarken bu sistem ile 12.dakikadan itibaren yağ yakımı başlıyormuş... bfit pazar günleri hariç hergün açık ve gün içinde istediğiniz zaman gidebiliyorsunuz... ben yaza kadar buraya devam edeceğim... daha detaylı bilgi için şuraya bakınız...

"benim gym'e gidecek vaktim ve param yok" diyenler için de bir çözümüm var :) sporunuzu evde yapın !!! bunun için pilates birebir... hem uygulaması kolay hem de geçen yazımda da belirttiğim gibi çok faydasını gördüm ben... pilates için en iyi tercih ellen ablamız (ellen barrett) :) kendisi kardiyo pilatesin (fat burning pilates de deniyor) ustası bence... biz diğer pilates videolarını da denedik ancak ellen barrett'inki en yapılabilir olanıydı... başlarda bazı hareketleri yapmakta zorlanabilirsiniz ama pes etmeyin, yapabildiğiniz kadarını yapın... zamanla yapamadığınız hareketleri de zorlanmadan yapmaya başladığınızı göreceksiniz... ayrıca top, lastik vesaire de gerektirmiyor... ev ortamında çok rahat yapılabilecek bir egzersiz... peki bu videoya nasıl ulaşacaksınız... biz netflix kanalıyla keşfetmiştik ellen barrett'ı... youtube'da var mı diye de kontrol etmiştik ama bulamayınca amazon'dan 5 dolara almıştık CD'sini... ancak size iyi bir haberim var ki artık youtube'da da var bahsettiğim video... işte buyrun size müthiş bir kardiyo pilates egzersiz videosu ;) ingilizcesi olmayanlar da sadece izleyerek çok rahat yapabilirler egzersizi... ritm tutan komik abiye de takılmayın, gülün geçin :) bu arada bu oldukça eski bir kayıt (ne hikmetse kardiyo pilatesi yeni bir şeymiş gibi lanse ediyorlar ya şu anda, ondan belirteyim istedim)... ellen ablamız da biraz yaşlanmış haliyle ama hala fit kendisi ;) polar saatimi bu egzersiz ile de denedim tabi ve sonuç 44 dakikada yaklaşık 450 kalori...

ben deneyip faydasını gördüğüm için özellikle bu videoyu tavsiye etmek istedim ancak bu video size hitap etmediyse youtube'dan size daha uygun olacağını düşündüğünüz çeşitli pilates egzersiz videoları ile de evde pilates egzersizi yapabilirsiniz... fat burning pilates, pilates workout for weight loss, pilates abs workout gibi anahtar kelimeler kullanarak amacınıza uygun videolar arasından seçim yapabilirsiniz... insan sürekli aynı şeyi yapmaktan da sıkılıyor çünkü... arada değiştirmekte fayda var...

şimdi gelelim yine evde yapabileceğiniz başka bir egzersize...
...insanity workout...
adından da anlaşılacağı üzere çok çılgın bir egzersiz çeşidi bu... 1 saatte yaklaşık 1000 kalori yakıldığından bahsediliyor !!! ben motivasyon için, egzersizle elde edilen fiziksel değişimi içeren youtube videolarını izlemeyi çok severim... yine öyle bir günde keşfettim bu egzersizi... yukarıdaki videodan da görüleceği üzere çok sıkı bir egzersiz bu ve sonuçları da inanılmaz (bu arada videoadaki kişilerin kullandığı siyah göğüs bantlarına dikkatinizi çekmek isterim... onlar da polar saat kullanıyor)... bu egzersiz 60 günlük bir süreyi içeriyor ve egzersizi yapabilmek için 10 DVD'den oluşan insanity workout setine ihtiyacınız var... tahmin edebileceğiniz üzere bu set biraz pahalı... amazon fiyatı için bakınız... türkiye'de de satışı yok sanırım... ama üzülmeyin youtube'da bunun için de bir çözüm var :) bazı insanlar bu programı uygularken kendi videolarını kaydedip youtube'a yüklemişler (insanity workout day 1 gibi arama yapabilirsiniz)... onları takip ederek egzersizi yapmayı deneyebilirsiniz... yalnız sadece yapan kişinin değil TV ekranının da göründüğü videoları tercih edin ki yapan kişinin yanlış uygulaması varsa siz de yanlış yapmış olmayın egzersizi... ben bfit maceram bittikten sonra kesinlikle deneyeceğim bu egzersizi...

evet böylece bir fitness güncesinin sonuna gelmiş olduk... bir şeyi belirtmeden geçemeyeceğim... benim herhangi bir spor eğitimim yok... naçizane amatör bilgiler vermeye çalıştım bu yazımda... ben faydalanıyorum siz de faydalanın diye... eğer siz de bahsettiğim egzersizlerden birini denemeye karar verirseniz, uygulamaya başlamadan önce lütfen önce doktorunuza sonra da bir bilene (fitness eğitmenine) danışınız... benim yüzümden birinin sakatlık geçirmesini ve/veya sağlık problemi yaşamasını istemem... aman dikkat !!!

sağlıkla kalın efendim...

dipnot: polar saat ile ilgili ek bilgi vermek gerekirse; saat göründüğü kadar kaba değil, çok zarif duruyor kolunuzda, günlük hayatta da kullansanız kimse normal kol saatinden ayırt edemez... kadınlar ve erkekler için renkleri ayrı dizayn edilmiş... benim aldığım siyah-altın rengi olan kadınlar için olan rengi... ama çeşitli yerlerde okuduğuma göre aslında renk olayı çok da önemli değilmiş... çünkü saate, boy/kilo gibi bilgilerinizi girerken cinsiyetinizi de soruyor... dolayısıyla hangi renk saati aldığınızın da bir önemi kalmıyor... ama ben garanti olsun diye kadınlar için olan rengi tercih ettim :) nasıl kullanıldığına gelince; saat bir göğüs bandı ile birlikte geliyor... bu bandın elektrot kısımlarını musluğun altında ıslattıktan sonra kalbinizin hizasında vücudunuza sabitliyorsunuz bandı... sonra nabzı saate ileten aparatı da bu banda takıp kolunuzdaki saati aktif hale getiriyorsunuz... hepsi bu ;)

16 Nisan 2013 Salı

Drake-Rihanna... Platonik Bir Aşk Hikayesi...

konu ile ilgili düşüncelerimi drake'in facebook'ta paylaştığım yeni şarkısına açıklama olarak yazacaktım ama baktım yazdıkça yazıyorum, "bunu bir post yapayım bari" dedim...

işte drake-rihanna dosyası...

drake (detaylı bilgi için bakınız) müzik dünyasında henüz hakettiği yere ulaşamamış genç bir yetenek bence... bilen bilir ben de en büyük hayranlarından biriyimdir... kadife gibi bir sese sahip olan, çok iyi şarkılar yapan, sempatikliğin kitabını yazmış biri kendisi (şu klipteki tavırlarına bi bakın)... daha ne olsun... bu yazıyı yazmama yeni çıkardığı single'ı vesile oldu diyebilirim... yine muhteşem bir şarkı yapmış kendisi, sağolsun... ve çok ince de bir gönderme yapılmış şarkıda, anlayana tabi... şarkının adı girls love beyonce...
bilirsiniz ki beyonce ve rihanna hep rakip olarak gösterilir... aslında anlamsız bir karşılaştırma bu bence... ben ikisini de çok severim... ancak bir beyonce gerçeği var ki yadsınamaz... müzik aleminin prensesi o bence... rihanna sonradan geldi ve o da çok başarılı oldu tamam ama tabir-i caizse rihanna giderken beyonce dönüyordu :) aslında bu iki ismin biraz tatlı "biraz acı belki :)" çekişmesi eskilere dayanıyor... bilirsiniz rihanna'yı rihanna yapan şarkı umbrella'dır... bu şarkının sahibi de beyonce'nin eşi jay-z'dir... rihanna umbrella ile müzik kariyerinde hayal bile edemeyeceği bir yere geldikten sonra jay-z'yi hiç bırakmadı haliyle... hatta şu da çok konuşuldu... aslında jay-z şarkıyı beyonce'ye yapmış ama beyonce şarkıyı beğenmeyince rihanna'ya gitmiş şarkı... bugün başarılı kariyeriyle bildiğimiz rihanna bir anlamda beyonce'nin sayesinde doğdu da denilebilir aslında... beyonce kendi elleriyle bir rakip çıkarmış oldu kendine... şarkıyı kaptırdığına muhtemelen pişman da olmuştur ama belki o söylese bu kadar etki yapmayabilirdi şarkı... nitekim kendine uygun görmemiş de şarkıyı... umbrella şarkısı rihanna'ya yakıştığı kadar kimseye de yakışmazdı zaten... cuk oturdu tabir-i caizse ve rihanna sönük kariyeriyle belki de kaybolup gidecekken beyonce sayesinde aldı başını gitti... tamam rihanna sadece bir şarkı ile başarılı olmadı, devamı da geldi ama talihi beyonce sayesinde döndü... iyiki beyonce beğenmemiş şarkıyı da rihanna kendini ispatlayabilmiş müzik dünyasında... biz onsuz n'apardık :)

şimdi gelelim drake'e... drake rihanna ile çok sağlam iki düet'e imza attı biliyorsunuz... what's my name ve take care... (ben de what's my name şarkısı ile tanıdım drake'i)... ve bence rihanna'ya karşı platonik de bir aşk besliyordu... ama rihanna hastalıklı şekilde sevdiği chris brown'a geri dönünce drake'ten de uzaklaştı haliyle...

Fotoğraf http://www.popsugar.com adresinden alınmıştır.

oysa ki drake daha çok hakediyordu rihanna'yı bence... muhtemelen chris brown'un vetosundan dolayı drake'i göremedik rihanna'nın yeni albümünde... ve drake'in son çıkardığı single'a tekrar gelirsek; şarknın adına bir kere daha dikkat edelim lütfen... girls love BEYONCE... rihanna chris brown'a dönmemiş olsaydı şarkı, girls love RIHANNA diye çıkardı kesin :) bir de şarkının sözlerinde şöyle diyor drake: "Say my name, say my name... ‘Cause those other men are practice"... yine de bir ümidi var çocukcağızın... kıyamam ben ona... ne diyeyim, inşallah rihanna akıllanır da birlikte olursunuz drake'ciğim ama hiç sanmıyorum :(

drake'in müzik kariyerine gelince; önümüzdeki günlerde hakettiği yere mutlaka geleceğini düşünüyorum ben... sadece timbaland yada jay-z gibi sıkı bir prodüktöre ihtiyacı var kendisinin (jay-z ile sürekli dirsek temasında ama prodüktör olarak çalışmadı onunla sanırım)... ayrıca şunu da belirtmeden geçemeyeceğim ki drake'in en birinci hayranı benim :) kimselere yar etmem onu :) drake'ciğim sen rihanna'yı boşver, bana gel (burada hadise'nin o ses türkiye'deki hareketini yapıyorum drake'e)... :)) neyse daha fazla sapıtmadan yazıyı bitireyim ben...

esen kalın efendim ;)

dipnot: yabancı basında konu ile ilgili bişey var mı diye bakayım dedim... ve bakın ne buldum... drake'in rihanna'ya olan aşkı gün yüzüne çıkmış zaten... hatta 19 haziran 2012 tarihli habere göre chris brown ile drake bi barda birbirlerine girmişler... haberin detaylarında barın fotoğrafları da var... epey dağıtmışlar ortalığı... chris brown bu kadar sinirlendiğine göre demek ki durum çok da platonik değilmiş... rihanna da boş değilmiş drake'e karşı :) bakalım ilerleyen günlerde neler olacak... rihanna drake'i seçsin lütfen !!!