Mühendis/Akademisyen 🎆 İlgi alanına giren şeyleri 2008 yılından beri yazmakta 🎆 Blogu "aslininguncesi.wordpress.com"dan buraya aktarılmak zorunda bırakıldı 🎆 Eski tarihli içerikler görsel yönden problemli o sebeple 🎆 Konu ile ilgili affınıza sığınır 🎆 YENİ içeriklerden haberdar olabilmek için aşağıdaki YOUTUBE butonuna tıklayarak ABONE olabilir, INSTAGRAM ikonuna tıklayarak instagram üzerinden de takip edebilirsiniz 👇Aslı Gibidir (YOUTUBE) 👇asli_gibidir (INSTAGRAM)
Hem lisanstan en yakın arkadaşım Arnola'yı görmek, hem de gezmek için Arnavutluk'a gittim geçtiğimiz bahar. Günübirlik Karadağ gezisi de yaptık sürpriz bir şekilde. Hemen hemen her şeyi kaydettim.
İlk iki videoyu aşağıda bulabilirsiniz. Bu serinin kapanışını muhteşem KARADAĞ gezimizin görüntüleri ile yapacağım. Beklemede kalın!
İyi seyirler,
Aslı
İLK VİDEODA BULABİLECEKLERİNİZ:
Minik bir ev turu ve Arnola'nın hazırladığı kahvaltı
Cioccolat Italiani'de kahve eşliğinde waffle
Piramit
Bulut Enstalasyonu
Sığınaktaki müze ve enstalasyonlar (BunkArt2)
Ethem Bey Camii ve Saat Kulesi
Tiran'ın göbeğinde Türk çayı ile buluşma :)
Markata E Peshkut'ta pazar alışverişi (adaçayı nam-ı diğer Arnavut çayı ve yeşil zeytin)
Toptani AVM
"I 💗 TIRANA" şehir sembolü
Taiwan Restaurant
Pizzeria Saporita'da akşam yemeği
İKİNCİ VİDEODA BULABİLECEKLERİNİZ:
Saat Kulesi'nden şehir manzarası
Dajti Dağı (Teleferik, Trekking, Revolving Restaurant)
Işıltılı bronz bir yaz makyajı hazırladım! Uzun süredir kullanmayı planladığım ürünler ile bu makyajı videoya çekebildim sonunda.
İyi seyirler,
Aslı
--------------------------------------------------------------
VİDEO İLE İLGİLİ NOTLAR
--------------------------------------------------------------
Make Up For Ever pudra için açıklama yazarken MUFA diye yanlış bi kısaltma yazmışım :) Doğrusu MUFE olacaktı tabi :)
--------------------------------------------------------------
Klişe video açılışlarını sevmediğim ve beceremediğim için bodozlama dalıyorum videoya, kusura bakmayın :)
--------------------------------------------------------------
Yaklaşık 1 yıldır bir köşeye atıp hiç kullanmadığım Nuxe kuru yağ için bir kullanım alanı buldum sonunda ve videoda da denemiş oldum :) Kıyafetlere bulaşma yaptığı için vücuduma kullanamayınca öyle kalmıştı ürün. Saçıma falan da kullanmadım, elim gitmedi hiç. Normal yağını almadığıma da çok pişman olmuştum o sebeple. Ama bir kenarda durmasına da gönlüm el vermiyordu. Nasıl kullanabilirim diye düşünürken ten ürününün altına baz gibi uygulama fikri geldi aklıma. Videoda da denedim. Sonuç da gayet iyi oldu bence. Işıl ışıllığı destekledi epey :)
--------------------------------------------------------------
Videoyu çektiğim gün hava yine çok sıcaktı. Sesim zaten az çıkıyor bir de klima gürültü yapmasın diye klima kapalı çektim videoyu. Terden ölüyorum o sebeple videoda da. Bazı yerlerde saçlarım nemden dolayı kötü görüntüler de vermiş ama kusura bakmayın. Gözüme far niyetine dürdüğüm ruj bile terden çizgilenmiş biraz.
--------------------------------------------------------------
Sesim yine kısık geliyorsa videoyu kulaklıkla ve en yüksek seste izlemenizi öneririm. Türkçe altyazı da ilave ederim önümüzdeki günlerde.
--------------------------------------------------------------
Videoda aydınlatıcı sürdüğüm fırçaya markası olmadığı için açıklama yazmadım. Buradan söylemiş olayım. Tayvan'lı arkadaşımın hediye ettiği fırça setinin içinden çıkmıştı bu fırça. Favori aydınlatıcı fırçam oldu o zamandan beri. Markası yoktu üzerinde ama uzakdoğu sitelerinden alınan fırça setlerine benziyordu bana gelen set de. Fan/yelpaze fırçalar çizgi gibi uygulama yaptığı için bu tarz duo fiber ve yuvarlak fırçaları daha çok seviyorum ben.
--------------------------------------------------------------
Gitmeden son bir şey daha :) Videodaki şarkıyı bilenler burada mı? :) Yorumlarda konuşabiliriz ;)
--------------------------------------------------------------
Video sponsorlu değildir.
--------------------------------------------------------------
BANA ULAŞIN: YOUTUBE INSTAGRAM
EMAIL: aslininguncesi@yahoo.com
--------------------------------------------------------------
---------- The Godfather "Baba" serisini bitirdim sonunda ve müthiş bir bağ oluştu o aile ile aramda 😅 Hatta hızımı alamadım ve "The Sopranos"u da mı izlesem diye düşünmedim değil 😅 Bi dahaki sefere NY China Town'daki Little Italy'ye gittiğimde Don Corleone babamızın dükkanının yerini de bulacağım kesin 😄 #thegodfather#leavetheguntakethecannoli ---------- NY'ta geçen "Friends"i de nihayet tamamlayabildim👍Evet düzenli izlememiştim hiç 🙈 Ve evet bitince bi boşluk hissi oluştu 😢 ---------- Yine NY'ta geçen "Younger"ı izlemeye 4.sezonu ile geri döndüm 😉 2.bölümde Nusret göndermesi yapıldı 😅 Yok artık #saltbae 😅 #TeamCharles ---------- Ve epeydir boşladığım, yine NY'ta geçen "Mozart in the Jungle"ın 3.sezonunu nihayet izledim ve 7.bölüme hayran kaldım 👏 Belgesel tadında çekilmiş bölüm🎬Spoiler olmasın ama konser verdikleri yerdeki oyuncular da gerçekten orada olan insanlarmış 😢 Dizi tarihinin gelmiş geçmiş en orijinal bölümüydü bence👍 Epey süre etkisinden çıkamadım 👌 Ve diziye uzun süre ara verince dizinin Roman Coppola (The Godfather'ın yönetmeninin oğlu) tarafından uyarlandığını unutmuştum 😑 Daha doğrusu "The Godfather" izledikten sonra algıda seçicilik oluştu Coppola'lara karşı 😊 Yeniden izlemeye başlayıp da jenerikte Roman Coppola adını görünce dedim "evet ya Coppola yapıyordu bu diziyi" 😊 Bu bağı düşününce bir kere daha mutlu oldum izlediğime 👌 Muhteşem 7.bölümü de tahmin edin kim yönetmiş: Tabi ki Roman Coppola 👏 Sonradan baktım dizide toplamda 4 bölümde yönetmenlik yapmış aslında (senaryosunu da yazmış bazılarının) ve hepsi de çok beğendiğim bölümler olmuştu 👊 Bir sürpriz de şu oldu: Maestromuz "Gael Garcia Bernal" de bi bölümde yönetmenlik yapmış bu sezon 😉 Sıradan gibi görünse de çölde vaha gibi bi dizi benim için bu dizi... 4.sezonu merakla bekliyorum 😊 ---------- Ve son olarak yine çok uzun süre ara verdiğim ve bi türlü geri dönüp izleme hevesine sahip olamadığım "Gossip Girl"e de NY'un hatrına geri döndüm 😊 Çünkü farkında olmadan bu kadar NY'a maruz kalınca NY bağımlısı oldum çıktım 😅
Hatırladığım kadarıyla bu okuduğum ilk İngilizce roman... Elif Şafak'ın daha önce Türkçe'sini okumadığım kitaplarından biri olsun diye bunu seçmiştim... The bastard of Istanbul... Baba ve Piç... Elif Şafak'ı seversiniz sevmezsiniz o ayrı konu... Açıkçası ben de kendisiyle ilgili nötr duygulara sahibim... Ne düşüneceğimi pek bilemiyorum yani ama önemli de değil zaten... Ama bir gerçek var ki İngilizce olarak okumama ve çok da kolay okunabilir bir İngilizce'ye sahip olmamasına rağmen sürükleyiciğine bir kez daha hayran kaldığım bu kitabı da dahil olmak üzere, okuyup da beğenmediğim bir kitabı olmadı şimdiye kadar... Romancılığının, hikaye anlatıcılığının veya yazarlığının -nasıl adlandırmak isterseniz- iyiliği su götürmez bir gerçek bence... Ne zaman bir kitabını okusam keşke en az bir tane eseri bir film veya diziye uyarlansaydı diye düşünmeden edemiyorum... Ağır prodüksiyon gerektiren bütçeli bir iş olurdu ama en sevdiğim kitabı olan "MAHREM" ile başlanabilirdi mesela :) Veya artık en sevdiklerim listesinde "MAHREM" ile kapışacak olan "BABA VE PİÇ" ile... Tabi konunun hassasiyeti dolayısıyla "BABA VE PİÇ"in uyarlanması imkansız gibi görünüyor... Hatırlarsanız, Elif Şafak bu kitabı sebebiyle Türklüğe hakaret gerekçesiyle dava edilmişti... Bu olaydan ancak 10 yıl sonra kitabı okumaya fırsat bulabildim ve düşüncem şu ki; yazar iki tarafa da eşit mesafede durmuş ve iki toplumun da düşünce yapısını, düşünme biçimini çok iyi analiz etmiş bence... Özellikle zamanı ve tarihi olayları algılayış biçimlerimizin ne kadar farklı olduğunu açıkladığı bölümde... Hani bir millet doğrusal bakarken diğeri dairesel bakıyor diye bi tespiti var ya... Veya iki tarafın da konuya nasıl tutunduğu ve bu durumun değişmesini aslında istemediklerini anlatırken... Dedim evet, tam olarak böyle... Velhasıl kelâm sevdiğim bir roman oldu... Tavsiye olunur... Dipnot: İngilizce olmasına rağmen kitabı 10 günde bitirdim... Türkçe kitapları bile bu kadar hızlı okuyamıyordum son zamanlarda... Sürükleyiciliği hakkında fikir verir sanırım bu :)
Bir önceki postta paylaştığım BİTENLER videomda da bahsettiğim gibi 3 demirbaş şampuanım var benim 💫 1) Loreal Elseve Renk Koruyucu Şampuan: Saçları güzelce temizliyor... Renk koruyucu diye geçiyor ama pek öyle bi etkisi yok gibi sanki... Gerçi benim için iyi temizlemesi ve güzel kokması yetiyor... Bittikçe aldığım, en sık kullandığım ana şampuanım 💫 2) John Frieda Sheer Blonde Go Blonder: Koyu sarı saçlar için renk açıcı, saçlara güneş ışıltısı veren şampuan... Saçlarınızda renk açma işlemi varsa onları da bebek sarısı gibi yapıyor, kızıllıkları nötrlüyor... Ayrıca ana renginiz koyu ise onu da 1 ton kadar kırıyor, dolayısıyla beyazlarınız falan varsa onların belirgin bir şekilde görünmesini önlüyor... Çok güzel bir şampuan, pahalı ama fiyatını hakediyor kesinlikle... Her yıkamada kullanmadığım için çabuk da bitmiyor... Çabuk bitenlerde ikinci sırada yani 💫 3) Milk Shake Silver Shampoo: Mor renkli bir şampuan ama etkisi grileştirmek yani küllüleştirmek olduğu için silver shampoo diye geçiyor... Mor sarının kontrastı malum... Sarılarımın daha küllü görünmesini istediğimde, beyazlarımın da daha gri görünmesi ve koyu saçların içinde belli olmamasını istediğimde kullanıyorum... Ayrıca yine kızıllıkları da nötrlüyor, küllüleştirdiği için... Etkisi uzun süre gittiği için en az sıklıkta kullandığım şampuan bu... Yine pahalı ama çok uzun süre gittiği için fiyatını çıkaran bir ürün... Kullanım ömrü açıldıktan sonra 1 yıl diyor ama ben yaklaşık 2 yıldır falan kullanıyorum 🙈 Bir bozulma olmadı... Ayrıca çok uzun süre bekletirseniz saçınızı mor renkli bile yapabilirsiniz bununla 💫 İşte bu 3 şampuanı ihtiyacıma göre kullanıyorum ben; Loreal'i hep kullanıyorum, diğer ikisini ise saçımın renk durumuna göre bakıp kullanıyorum 👍💫 Saçımın ana rengini yani diplerini boyamak istediğimde ise yıllardır kullandığım Loreal Excellence boya serisinin yanında ".1" olan numaraya sahip küllü boyalarını kullanıyorum... 6.1, 7.1, 8.1 gibi... Kızıllık çıkarmama garantisi olan sarı boyalar bunlar 😉 Uçlarımda sarılar yokken de saçlarımı komple yine bu boyalarla boyuyordum... Saçımı kuaförde boyatmak istediğimde de bu numaraları özellikle belirtiyorum yine... Küllü saç sevenlere önerilerim olsun 😊
Not: John Frieda ile Milk Shake şampuanı aynı anda kullanmıyorum hiç.
Videoda unuttuğum 4 ürün ile ilgili yorumlarımı da aşağıda bulabilirsiniz. Ayrıca rimelleri eklemeyi de unuttuğumu farkettim, belki bu yazıya dahil ederim onları da.
H&M Midnight Muse Body Scrub: Scrub hastası biri olarak H&M'in bu
ürününü de çok sevdim. Scrub yani keseleme işleminin yanısıra güzel de
köpürüyor. Kokusu çok güzel. Fiyatı da oldukça uygun. Almaya devam ederim.
CliniqueAnti-blemish solutions cleansing foam - Yüz Temizleme Köpüğü:
Çok belirgin bir etkisini görmedim bu ürünün de. Sıradan bir temizleme köpüğü
gibi geldi bana. Ama ambalajını çok sevdim. Kapağı açılıp doldurulabilen bir
şişe yapmışlar. Böylece içine başka bir jel ve biraz su ekleyerek yüz yıkama
jelinizi köpük formuna dönüştürebiliyorsunuz. Pompalı mekanizması sayesinde. Ürünü
tekrar almam ama ambalajı hep benimle artık :)
İpana diş macunu: Sıradan bir diş macunu aslında bu ama elmalı-portakallı aromasını
çok sevdim. Küçük olması dolayısıyla çantama atıp her yere taşıdım bu ürünü. Beyazlatma
işlevi de hiç fena değildi diye hatırlıyorum. Şaşırmıştım hatta sıradan bi
ürünün beyazlatmasına.
Farmasi Gold Series Eurofresh Toothpaste Repairing - Diş Macunu: Tedavi
edici özellikte imiş ama bence sıradan bir diş macunu. Pek bir etkisini
göremedim. Tekrar satın almam.
Yıllardır hep duyarım gül suyu cilde çok iyi geliyor diye ama hep abartıldığını düşünürdüm... Ayrıca gül kokusundan da hiç hoşlanmadığım için hep mesafeli durdum bu ürünlere karşı :) Ama bu ürüne bir şans vermek istedim ve cildime o kadar iyi geldi ki... Ve evet bu da berbat kokuyor ama verdiği etkiden dolayı nefesimi tutarak uyguluyorum, adeta ilaç niyetine :) Benim cildim biraz problemli (akneye meyilli, hassas) olduğundan her şeyi denemek yaramıyor ve hep tek ürünle gitmem gerekiyor... "Less is more" kabilinden yani :) Bu ürünü neredeyse tek ürün olarak yaklaşık 1 aydır kullanıyorum...
Her gül suyu da gerçek gül suyu değilmiş bu arada, mutlaka içindekileri okuyarak alın derim o sebeple... Rosense'in bu ürünü %100 gül yapraklarından distile edilmiş saf bi ürün... Fiyatı da çok uygun... 12 TL gibi bi fiyata almıştım Watsons indiriminden... Saf gül ürünleri satan diğer muadil markalarda fiyatlar buna göre yüksek bildiğiniz gibi... Fiyat/performans olarak da tam puan yani ;)
Artık daimi toniğimi buldum diyebilirim... Sivilcelere de elveda :)
Bu ürünü her aklıma geldiğinde kullanıyorum desem yeridir :)
Gece yatmadan önce,
Sabah kalktığımda,
Makyajımı temizledikten sonra son bir kat tonik niyetine,
O gün hiç makyaj yapmamışsam bile temizlik niyetine bir kat,
Peeling niyetine başka bi ürün bile kullanmış olsam (Nib&Fab'in pedleri gibi) yine bununla üzerinden geçiyorum. Cildimde en son hep bu kalsın istiyorum. Hem de diğer ürünlerin olumsuz bi etkisi olacaksa onu da nötrlesin diye.
Ucuz da bulunca bol bol kullanıyorum valla :)
Pamuğa döküp uyguluyorum ben, tonik ile cildi siler gibi... Verdiği kadifemsi hissiyat efsane... Hani gül yaprağına dokunduğunuzdaki kadifemsi his var ya, işte onun cildinizde olduğunu farzedin... Öyle bi şey tam da :) Bayılıyorum cildimde bıraktığı o hisse... Ayrıca göz ve göz çevrem de dahil yüzümün her yerine uygulamaktan çekinmiyorum, doğal bi ürün olduğundan...
Dediğim gibi bu ürünü yaklaşık 1 aydır kullanıyorum ve cildimde müthiş bir iyileşme, duruluk, sakinlik oluştu... Kızarıklıklarım azaldı, sivilcelerim çok çok azaldı, çıksa da büyümeden geçiyorlar... Resmen tedavi oldum bu ürün ile... Müthiş yatıştırıcı ve cilt güzelleştirici bi ürün... Saf olduğu için de gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum... Artık benim için de "all time favorite" bu ürün ;) Bittikçe alıp kullanmaya devam edeceğim...
Bu ürüne çok benzeyen ve yine çok sevdiğim başka bir ürün de Ahava'nın All in One Cleansing Toner'ı... Şu anda biraz pabucu dama atılmış olsa da o ürün de kullanım alanı ve verdiği etki olarak bu ürünle birebir aynı ve çok güzel bir ürün... Onun yapısı biraz daha krem gibi... Onu da bittikçe almaya devam edeceğim ama bi süre bunda takılı kalacağım sanırım :)
Çoğunlukla gördüğüm ve karşılaştığım kadarıyla yulaf ezmesini olduğu gibi süte veya yoğurda karıştırıp yemeye çalışıyor insanlar... Sonra da "ne bu saman gibi" deyip yemekten vazgeçiyorlar ve zavallı yulaf ezmesinin adı kötüye çıkıveriyor bi anda :) Yapmayın, gelin bu yazıda nasıl doğru şekilde hazırlayacağımıza bakalım :)
Marketten satın aldığınız yulaf ezmesini (Eti Lifalif alıyorum ben genelde) iki yolla hazırlayıp yemeye hazır hale getirebilirsiniz...
1. Yol: Geceden bir sıvının (su veya bir süt çeşidi, veya yoğurt) içinde bırakarak buzdolabında bekleterek ertesi gün tüketmek.
Bunun için ölçüler şöyle olmalı:
Yarım bardak yulaf ezmesi
Yarım bardak su (veya bir süt çeşidi veya yoğurt)
Bu iki malzemeyi ağzı kapalı bir kap veya kavanoza koyup buzdolabına atıyoruz.Tarif bu kadar basit :) Ertesi gün pamuk gibi (creamy) bir kıvama gelen yulaf ezmesini dilediğiniz şekilde tatlandırıp, meyve, kuruyemiş de ilave ederek tüketebilirsiniz ;) Tatlandırma işlemini sadece taze veya kuru meyve ilavesiyle de yapabilirsiniz. Suyu (veya dilediğiniz bir sütü) sıcak olarak eklerseniz daha kısa sürede de (buzdolabında 1-2 saat gibi) hazır olacaktır.
2.Yol: Pişirerek tüketmek
Bunun için ölçüler ise şöyle olmalı:
Yarım bardak yulaf ezmesi
1,5 bardak su (veya bir süt çeşidi)
Bu iki malzemeyi bir sos tavasına alıp kaynayana kadar yüksek ateşte karıştırarak pişirin. Sonra ateşi ortaya alıp bi 5-10 dak daha pişirin. Ve yulaf ezmeniz pamuk gibi bir kıvamda yumuşacık olarak yemeye hazır :)
Bir diğer alternatif de granola olarak pişirmek veya granola formunda hazır olarak almak ;)
Daha önce Türk usulü granola nasıl pişirilir tarifi vermiştim. Okumak için tıklayın.
Bir de ev yapımı granola tarifim vardı. Okumak için tıklayın.
Ayrıca "overnight oatmeal" tarifi de paylaşmıştım youtube kanalımda. Videoyu da ekliyorum ;) Granola yemeye hazır halde oluyor aslında ama bu videoda onu da geceden bırakarak denemişim :)
Kısaca özetlemek gerekirse;
Geceden bekletecekseniz ölçü 1'e 1 olmalı.
Pişirecekseniz 1'e 3 veya 1'e 4 olmalı.
Afiyet olsun :)
Not: Aslında bu ahkam kesmeli tavırları pek sevmiyorum ben ama kendim de aynı hataya düşüyorum zaman zaman :) Makyaj konusunda da make up artistlerin veya Youtuber'ların o öyle yapılmaz, benim yaptığım gibi yapacaksınız tavrını sevmem :) Nasıl tuvalini boyarken sanatçıya karışamıyorsak makyajda veya başka bi konuda da fikrimizi beyan edebilir ama kimseye karışamayız. Herkes her şeyi canının istediği gibi yapmakta özgür. Velhasıl-ı kelam; siz yine yulaf ezmenizi nasıl isterseniz öyle yemeye devam edin :)
Gün batımı tonlarından esinlenerek bir bahar makyajı hazırladım.
İyi seyirler ve selamlar,
Aslı
KULLANILAN ÜRÜNLER
Bepanthol Cilt Bakım Kremi (nemlendirici olarak, göz çevreme de kullanıyorum)
Mustela Hydra-Stick (bebekler için ama ben lip balm olarak ve bazen de yüzümdeki bölgesel kuruluklar için kullanıyorum)
Sephora Smoothing primer (gözenek ve ince kırışıklık görünümünü azaltmak için uyguluyorum)
Benefit Hello Flawless Oxygen Wow (Champagne rengi) fondöten ile The Body Shop Lightening Shade Adjusting Drops renk açıcıyı karıştırıyorum (fondötenin rengi koyu geldiği için) (Sigma F80 Flat Kabuki fırça ile uygulama yapıyorum)
H&M siyah makyaj süngeri (ıslatmadan, kuru olarak kullanıyorum)
Maybelline Age Rewind Concealer (01 light rengi) (gözaltı kapatıcısı olarak kullanıyorum, leke kapatmada çok başarılı değil ama günlük olarak yine leke kapatmada da kullanıyorum)
MAC Prolongwear concealer (NC20 rengi) (lekeleri kapatmak için kullanıyorum, kalın yapıda bi ürün olduğu için gözaltımda tercih etmiyorum) (tapered bi fırça ile çok güzel oturuyor ürün)
Rimmel London Stay Matte transparan pudra (biraz yoğun uygulayıp sonrasında süpürüyorum, baking gibi yapıyorum)
Pastel Spring Blush-On (10 numara'lı allık) (far olarak göz kapağıma uyguluyorum, temiz bi karıştırma fırçası ile de katlanma bölgesini karıştırıyorum)
H&M göz farı (turmeric rengi) (sunset gibi bi effect vermek için katlanma bölgesinden bir de bu farla geçiyorum)
Flormar Neon Eye Shadow (138 numara) (köşelere yoğunluk vererek uyguluyorum, tekrar temiz bir karıştırma fırçası ile bütün farları karıştırıyorum)
Avon Color Trend pencil play (turquoise rengi) (göz içine, alt ve üst olmak üzere uyguluyorum)
Lancome maskara bazı (tester üründü, üzerindekiler silindi) (sürdükten sonra biraz beklemek lazım, o arada kaşa geçiyorum)
Kiko waterproof mascara (siyah) (hacim vermediği için bu rimelden pek memnun değilim ama altına bazla kullanabiliyorum, bu şekilde bitirmeye çalışıyorum)
NYX Avant Pop far paleti (sol üstteki pembemsi simli rengi göz pınarlarıma uyguluyorum, bu kısımda kamera kayıttan çıktığı için videoda göremiyorsunuz)
Pastel Spring Blush-On (10 numara'lı allık) bu sefer allık olarak kullanıyorum :)
NYX Strobe of Genius Illuminating Palette (aydınlatıcı olarak en açık rengi kullanıyorum)
MAC Creme Cup ruj, yılbaşında çıkan koleksiyondan, mini boy ve süslü :)
Arada saçımı da topluyorum :)
H&M 206 no'lu ruj (Limelight) (ruju biraz daha pembeleştirmeye karar veriyorum)
Göz kapaklarımdaki pembe renk yoğunluğunu biraz kaybettiği için en son parmağımla biraz daha uyguluyorum
AND VOILA :)
MÜZİK:
Cali by NICKV. https://soundcloud.com/nickvmusik
Creative Commons — Attribution 3.0 Unported— CC BY 3.0
http://creativecommons.org/licenses/b...
Music provided by Music for Creators https://youtu.be/cua8f4yafLc
Çok severek takip ettiğim ve bir gün onun gibi videolar çekebilmeyi çok istediğim bir youtuber var: violette _fr
Videoları resmen "make up video goals" benim için. Uzun zamandır onun tarzında videolar yapmaya hevesli olduğumdan dün gittiğimiz kahvaltıyı bu video denemelerimin ilki için fırsata dönüştürmeye çalıştım :) Tabi onunki gibi, çekimi aktüel olarak yürüten (yakın uzak, çeşitli açılarda değişen çekimler yapan) bir kameramanım olmadığı için ben kameramı sabitlemek durumunda kaldım. Bir de pembe fırça darbeli bi kamuflaj yapmak durumunda kaldım. Ama yine de ilk deneme için fena olmadı gibi sanki, ne dersiniz? Bundan sonra da gittiğim mekanlarda bu tarz çekimler yapmaya çalışacağım. Sadece mekanlarda da değil sokaktaki merdivenlerde olur, boğaz kenarında bi bankta olur, vapurda olur, arabada olur... "Makyaj Sokakta"yı seri olarak devam ettireceğim yani umarım ;)
Bir sürü şey eksik tabi videoda: aynı anda outfit çekmeliydim, mekana girişim ve çıkışımda çekim yapmalıydım, yediklerimi/içtiklerimi bi kuble çekmeliydim vesaire vesaire... Liste böyle uzayıp gidiyor bende :) İleriki videolarla birlikte daha da geliştiririm umarım. Yine de çok keyif aldım çekerken.
Müzik olarak da; az şeyle yetinip mutlu olmayı başaran insanları her şeye sahip olup mutsuz olan insanlardan ayıran en önemli şeyin şükür olduğu temasını işleyen bu güzel şarkıyı seçtim, bu mutlu gün için.
Şarkının girişindeki şahane bölüm bir TED konuşmasından alınmış; linkini bırakıyorum buraya:
https://www.ted.com/talks/david_steindl_rast_want_to_be_happy_be_grateful
Bu videoda; pembe fırça darbeli kısma ürünleri sırayla ekleyecektim ancak o şekilde montajı bugüne yetiştiremeyeceğim için vazgeçtim. Yine ürünleri aşağıda sırayla yazıyorum, merak edenler için.
violette_fr nasıl videolar çekiyormuş diyenler için aşağıya bir tane video linkini bırakıyorum. Azıcık ürünle, çabasız hali tavrıyla mükemmel işler çıkarıyor. Şiir gibi, su gibi akıp giden makyajlar yapıyor adeta...
https://www.youtube.com/watch?v=MV8eQdky6TQ
Ayrıca bu kanal ile tanışmama vesile olan sevgili arkadaşım Sezen'e de kucak dolusu sevgilerimi iletiyorum :)
İyi seyirler,
Aslı
Not: Videodaki makyajım günlük makyaj olduğundan kamerada da yokmuş gibi görünen makyaj görüntüsünde haliyle :) Videolarda makyajın belirgin olması için oldukça koyu renkli makyajlar yapmak gerekiyor. Veya ürünleri normalde kullandığınızdan çok daha yoğun kullanmanız gerekiyor. Bu videoyu "no makeup" makeup look olarak değerlendirmek doğru olur o sebeple :)
Videoda kullanılan ürünler:
Benefit Dream Screen spf 45 oil free, güneş koruyucu krem
Sephora pore&fine line filler, gözenek ve ince çizgi yokedici baz, benefit porefessional benzeri
Nivea care&color nude, ten rengi dudak nemlendirici
Maybelline age rewind concealer, 01 light
H&M siyah makyaj süngeri (kuru olarak kullanıyorum)
Sephora face palette blush, allık (pembe rengi katlanma bölgesine geçiyorum)
Avon anew smokey violet (mürdüm rengi farı yine katlanma bölgesindeki pembe farın üzerinden geçiyorum)
Göz kapaklarıma da ışıltılı bi far ile makyajı planlamıştım ancak unutmuşum :) Siz ekleyebilirsiniz ;)
NYX tinted brow mascara, renkli kaş maskarası, blonde rengi
Loreal Miss manga rimel
Sephora face palette blush, allık (pembe rengi bu sefer allık olarak kullanıyorum)
H&M face palette, yüz paleti, toz aydınlatıcı
Golden Rose matte lipstick crayon, kalem ruj, 10 numara
Flormar waterproof lipliner, dudak kalemi, 201 numara
H&M translucent hi-definition powder, transparan pudra
Mekan: Ceviz Ağacı Cafe, Koşuyolu/İstanbul
Gözlük: Beşiktaş Sinanpaşa İş Merkezi'ndeki "Dolap" isimli küçük dükkandan. Caminin arka tarafında dışarıya bakan dükkanlardan bi tanesi. Fiyatı 35 TL ama ben ufak bi pazarlıkla 30 TL'ye aldım :)
Sweatshirt: Tabi ki H&M :)
Asker yeşili trençkot: Mango (geçen sezondan)
Saat: Casio (Lidyana'dan yaklaşık 5 sene önce almıştım)
Küpe: Sürekli takıyorum malum, Accessorize
"Mavi Far + Pembe Ruj" klişesini içeren bir makyaj hazırladım. Ürünlerin çoğu da uygun fiyatlı; H&M dominant hatta :) Ayrıca ne zaman sürsem çok soru alan ruj kombinasyonumu da gösterdim bu videoda.
Makyajın adı ne olsun diye düşünürken de klişe demek geldi içimden :) Makyajın adına karar verdikten sonra, sürekli dinlediğim SKAM playlist'inde Beyonce'nin Jay Z ile birlikte söyledikleri ve çok sevdiğim "Part II" şarkısına denk gelince "işte bu" dedim :) Videonun şarkısını da bulmuştum artık, içinde bol bol klişe geçen ;) Belki de son zamanlarda bu şarkıya aşırı taktığım için bu makyajın adı da bilinçaltımdan gelmiştir, kim bilir :)
Perşembe günü Miniso Kanyon'dan çok tatlı bi alışveriş yaptım 😊 El tripodu için gittim ama bütün dükkanı alacaktım neredeyse 🙈 1 milyoncu tarzında bi mağaza, ne ararsanız var yani 😅 Ama ürünlerin kalitesi hiç fena değil, fiyatları da uygun 👍 Zaten cicibicilikleri ile aldırıyorlar kendilerini 😄 Karşı koyamıyor insan 😊 Kanken çanta ve real techniques fırçaların çakmaları gibi ürünler de var hatta 😅 Fırçaları pek gözüm tutmadı ama çantalar epey başarılıydı 👍 Değişik çanta modelleri de vardı 👍 Bi de uzakdoğuluların alametifarikaları göz kapağı yapıştırıcıları, masaj aletleri vesaire gibi ürünler de vardı 😄 Kısacık da bir video hazırladım.
Nur sayesinde çok tatlı bir Çini Atölyesi'ne katıldık Pazar akşamı... Çektiğim klipleri derleyerek bir video oluşturdum... Katılan herkese ve hocamız Cansu Sakız'a selamlarla...
Son günlerde bağımlısı olduğum SKAM dizisindeki favori karakterim olan ve stilini, duru güzelliğini çok beğendiğim Noora'nın makyajını yapmaya çalıştım... Noora'nın beyaz teni ile mükemmel bir kontrast oluşturan kırmızı ruju dışında belirgin bir makyajı yok aslında... Rimel bile sürülmüyor çoğu zaman... Güzel mavi gözleri yetiyor tabi :) Gözlerim mavi olmadığı için biraz mavilik olsun istedim ben de ve mavi alt tonlu aydınlatıcıyı far gibi kullandım... Hani şu NYX strobe of genius aydınlatıcı paletindeki en gereksiz bulunan ama bence çok güzel olan rengi de kullanmış oldum böylece :) Rimeli de daha belirgin sürdüm ve cildim onunki gibi sağlıklı görünsün diye aydınlatıcı da kullandım... Noora'nın cildi çok güzel olduğu için ten makyajı yapılmıyor muhtemelen... Ama görüldüğü üzere ben problemli cildimi kapatmak için de uğraşıyorum biraz :) Umarım beğenirsiniz :) Kapak fotoğrafım da Bergen gibi mi olmuş ne 😅
Bu arada Noora Mary Kate-Ashley Olsen kardeşlere çok benzemiyor mu? 😊 Bir de Noora-William aşkının özetini içeren bir video linki bırakıyorum aşağıya ;) Henüz diziyi izlemeyenler için bol miktarda spoiler içeriyor, dikkat ✋
Peki benim gibi bu dizinin hastası olan kimler var başka? Geçen düşündüm ben bu diziyi niye bu kadar seviyorum diye ve şu kanıya vardım: Bu dizi HOŞGÖRÜnün dizisi... Karakterler birbirlerinden çok farklı bile olsalar birbirlerini yargılamıyorlar (veya yargılamamayı öğreniyorlar zamanla) ve birbirlerini olduğu gibi kabul ederek arkadaş olabiliyorlar... Olması gerektiği ama çoğu zaman başarılamadığı gibi... Dizi ile ilgili diğer paylaşımlarımı da instagram hesabımdan takip edebilirsiniz... https://www.instagram.com/asligibidirasli/ Bakalım üçüncü sezon kimin sezonu olacak? Günün şarkısı: https://www.youtube.com/watch?v=ZBhuG...
Geçen yaz tatilinde 1 haftamızı geçirdiğimiz Sırbistan'da bolca video çekmiştim... Ancak düzenlemeye pek vaktim olmadı, bir de o kadar fazla video çekmişim ki edit de gözümde büyüdü... 2 tane video çıkarabildim henüz... Aşağıda bulabilirsiniz linklerini... Bu arada gezi Belgrad ve Novi Sad şehirlerini içeriyor...
Henüz kameraya konuşarak video çekmeye alışamadığım için "voiceover" olarak hazırladım bu ilk videoyu... Ancak o da hiç kolay değil :) Videodaki hışırtılar ve kısık çıkan sesim için affınıza sığınıyorum :)
İlk videoda kısa bir şehre ısınma turu gördünüz... İkinci videoda bulabilecekleriniz ise şöyle:
Tarihi/turistik gezilere başlamadan önce güneşli günü havuz ile değerlendiriyoruz... Akşamına da Skadarlija'da dolaşıp yemek yiyoruz... Yine yemek kısmını çekmemişim ama zaten gittiğimiz restorandaki yemekten acayip midemiz bulandı nedense ve yiyemedik yemeğimizi :( Kafana (meyhane) tarzı bi restorandı, adını da hatırlamıyorum maalesef... Aslında yemekten değil de restoranın havasındaki ağır kokudan etkilendik sanırım :(
Son bir not: Knez Mihajlova'yı "J" değil "İ" kullanarak Türkçe yazmışım ama büyük harfe geçince noktaları kaldırmışım İngilizce'deki gibi :) Video yüklemek çok uzun sürdüğü için tekrar yüklemeyeceğim videoyu... Çok önemli bi detay değil ama buradan düzeltmiş olayım :)
Geçtiğimiz yıl yaz aylarında iş sebebiyle kısa süreli olarak bulunduğumuz Frankfurt'ta çektiğim videoları vlog olarak düzenledim... Umarım beğenirsiniz ;)
Bu işte acemi olduğum için yapıcı eleştirilerinizi de bekliyorum :) Güzel yemekler de yedik bu arada, ama hiç çekmemişim onları :) Selamlar, Aslı
2012'de ABD'de iken kahvaltı için gittiğimiz yerlerde, varsa mutlaka sipariş ettiğim bi şeydi "hashbrown". Yine dibine kadar karbonhidrat olan çok sevdiğim bir tadın waffle makinesinde yapılabildiğini görünce ben de denedim ve enfes oldu 👌🏻 Adı da çok anlamlı değil mi? Meşhur "hashtag"lerimiz gibi kafesli yapısı ve "golden brown" diye tabir edilen kızarıklığı ile karşınızda "hashbrown" 😊 Denerseniz yorum bırakmayı unutmayın 😊 Afiyet olsun 😉
Sabah evden erken çıkmak zorunda olduğu için kahvaltı etmeye vakit bulamayanlar için geceden hazırlanabilen bir kahvaltı seçeneği için videomu izleyebilirsiniz:
Normalde granolayı kendim yapıyordum ama bu sefer üşenip marketten aldım ama gayet başarılıydı bu ürün de... Sabaha muhallebi gibi yumuşacık bir kıvamda hazır oluyor bu pratik karışım... Granola yerine yulaf ezmesini de kullanabilirsiniz direkt... İçine de istediğiniz kuru/taze meyve ile kuruyemişleri/tohumları ilave edebilirsiniz... Seçenek sonsuz 👍🏻
