yine bir konsept yazı ile karşınızdayım... ben çok sevdim bu işi =)
Fotoğraf http://www.justintimberlake.com/ adresinden alınmıştır.
gelelim konumuza... şu sıralar golf sporu sürekli karşıma çıkmakta... golfe mi başlasam ne =) öncelikle golf deyince ilk aklıma gelen justin timberlake'in golf tutkusu =) herhalde JT hayranı olup da onun golf tutkusunu bilmeyen yoktur =)) geçenlerde geliri bir çocuk hastanesinin yapımına aktarılacak bir turnuva ile gündeme geldi kendisi yine... hatta ben bunun üzerine "justin'in 'kedi'si olmak istiyorum" diye bir paylaşımda bile bulunmuştum facebook'ta =))
Fotoğraf http://www.kanald.com.tr/kuzeyguney adresinden alınmıştır.
şimdi golfte kedi ne demek bilmiyorsanız kıvanç'ın yeni dizisi kuzey güney'i izlememişsiniz demektir =)) henüz iki bölüm yayınlandı ama ben beğendim diziyi ;) gerçi beğenmesem de kıvanç için izlerdim ya neyse :P kıvanç en spor salonundan çıkmış haliyle arz-ı endam ediyor dizide =)) ben sadece başroldeki kıza pek ısınamadım... kıvanç bade ile olsun istiyorum =)) rengimi de belli etmiş olayım böylece :P
Fotoğraf http://www.hifi.nl/recensies/2443/Bin-jip.html adresinden alınmıştır.
ortamı yeterince sulandırdıktan sonra şimdi gelelim bir diğer golf içerikli konuya... dün kim ki duk'un boş ev isimli filmini izledim... kim ki duk çok enteresan bir yönetmen... filmlerinin tarzı da öyle... karakterleri konuşturmadan çok şey anlatabiliyor bu adam... "boş ev" filmine gelince, golf sporu bol bol ve en haşin tarafıyla karşımıza çıkmakta bu filmde... konusuna gelirsek başroldeki çocuk kapılara ilanlar asıyor... bir süre sonra gelip onları kontrol ediyor... eğer ilan yerinde duruyorsa evde kimse olmadığını anlıyor... maymuncuk ile kapıyı açıp eve giriyor ve o evde kısa süreli yaşamaya başlıyor... evin bozuk aletlerini tamir ediyor... çamaşırlarını elinde yıkıyor... sonra ev sahipleri gelince görünmeden evi terkediyor... işte bu durum böyle devam ederken bi gün girdiği bi evde aslında yalnız olmadığını farkediyor... kocasından şiddet gören bu kadın ile aralarında ilginç bir ilişki başlıyor... hikaye böyle gelişip gidiyor... ve hemen hemen her sahnede golf karşımıza çıkıyor...
filmin çok çarpıcı olan son sahnesinde kadın ve çocuk birlikte tartıya çıkıyorlar ve tartı sıfırı gösteriyor...
sonra da şu flaş laf gelip çatıyor:
“it’s hard to tell that the world we live in is either a reality or a dream”…
meâli =) ---> içinde yaşadığımız dünyanın gerçek mi yoksa rüya mı olduğunu söylemek zor...
filmin sloganı ise şu:
“hepimiz kilitlerimizi açacak kişiyi bekleyen birer boş eviz”…
velhasıl-ı kelâm değişik bir sinema deneyimi için bu filmi izleyin derim ben ;)
bu arada filmde oynayan çocuk my girl'de oynayan çocukmuş... bu dizi her yerde karşıma çıkıyor ve çok da seveni var ama ben hala sıraya alıp izleyemedim =( artık farz oldu izlemek ;)
şimdi gelelim filmde çalan muhteşem şarkıya... ben bayıldım bu şarkıya ve hemen küçük bir araştırma yaptım... şarkıyı belçika vatandaşı natacha atlas söylüyor... şarkının adı gafsa... natacha atlas kudüs doğumlu mısır'lı bir baba ile islamiyeti tercih etmiş ingiliz bir annenin çocuğu... arap ezgileri ile elektronik müziği birleştirmesiyle tanınıyormuş... işte o muhteşem şarkı ;)
[dailymotion id = xj1i9c]
şimdi arap müziği demişken benim arap müziğine olan ilgim çocukluğuma dayanmakta aslında... hani kurt dökme müziği olarak ünlenen mezdeke albümleri çok meşhurdu ya bi ara... işte o zamandan beri hastasıyımdır ben bu ezgilerin... demek ki neymiş "mezdeke" deyip geçmemek lazımmış =) sonra kuzenimin de vasıtasıyla mısır'ın müzik kralı amr diab ve diğer arap sanatçılarını da dinlemeye başladım... hamaki ve tamer hosny gibi... gördüm ki arap müziği sadece kurt dökme müziklerinden ibaret değil... çok sağlam slow şarkıları da bulunmakta... işte bu postu böyle bir şarkı ile bitirir, bir dahaki yazıda görüşmek üzere derim efendim ;) saygılar...
[youtube http://www.youtube.com/watch?v=GKHyL0L05gU&w=420&h=315]